İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Hydrogen

Sayfa: [1] 2 3 ... 9
1
geyik / Resident - Ankara Meeting 2023
« : 03.11.2023 21:25:16 »
Spritus/Resident, Anes/Resident, Flexi/Resident, Ragnor/Return ve Hydrogen/Glance’in katıldığı bu güzide meeting şu anda Ankara /Kızılay’da Route isimli mekanda sürmekte.

2
demoscene / Protogeo 100%
« : 01.01.2021 20:35:04 »
2012'de %80 versiyonunu yayınladığımız Protogeo isimli demomuzun %100 versiyonunu bitirdik ve yayınladık.
Linki aşağıdadır.

İyi seyirler.

https://csdb.dk/release/?id=198547

3
demoscene / Computer Scene Programı 1nci Bölüm
« : 31.05.2020 16:14:54 »
Computer Scene programı 1nci bölüm youtube'da...

https://www.youtube.com/watch?v=b6tbMh-6Cag&feature=youtu.be

4
Raat #6 – Mahşerin Dört Atlısı

Kışın sertliği iyiden iyiye hissedilirken, Üsküdar’dan Karaköy’e seyahat edecek teknelerden birinde, beş arkadaş karşılıklı oturuyorlardı. Aslında bir önceki gün bir araya gelmişler ve büyük etkinlik öncesinde bir ısınma turu atmışlar, akşam boyu yaptıkları laklakın yorgunluğunu uyku ile gidermiş, ertesi gün yüklü bir kahvaltının ardından yola koyulmuşlardı. İstanbul’un o benzersiz tarihi atmosferi teknenin pencerelerinden ağır ağır scroll ederken, birkaç on dakika sonrasında başlayacakları büyük etkinliğin heyecanı dolayısıyla muhabbetleri daha bir coşkulu, daha bir şendi. Tekne Galata Köprüsünü geçerek sancak tarafına kıvrılıp, biraz gürültüyle iskeleye burun verirken, manzaraya daima sahip olmanın pişkin umursamazlığı içerisinde Karaköy’e adımlarını attılar.
 
Spritus demir çağının zafer dolu memleketi Van’dan gelmişti, Norvax yeni dünyanın en batı ucu, San Fransisco’dan arz-ı endam etmişti. Vigo, her ne kadar cadde tarafından gelse de onun varlığı da en az diğer ikisi kadar beklenmedikti. Endo ve Hydrogen yani Bugbomber evreninin mavi ve kızıl böcekleri de şaşırtıcı olmayan varlıklarıyla herzamanki gibi hazır bulunuyorlardı.

İskeleden mekana adımlanırken Hydrogen, aslında mason yapısı olmayan ama mason kültüründen ilham almış banka binası ile ilgili atıp tutarken, 300 metre boyunca devam eden billboardlarda bu binanın restorasyonu ile ilgili bazı fotoğraflar ortaya serilmişken, kalan bölüm ise yüzlerce “TC Ziraat Bankası” yazısı ile bezenmişken, Norvax aslında konuya ilgisizliğini ortaya seren o epik soruyu sordu. “Bu ne binası?” Norvax’in bu sorusu, yol arkadaşlarının neşesini öyle bir katlamıştı ki, pazar alışverişi dahi yapmadan dosdoğru etkinlik mekanına doğru yöneldiler.

Tabii “etkinlik etkinlik” diyoruz, bu ne etkinliği biraz da onun bahsini yapalım. Alcofribas’ın bu sene 6.sını organize ettiği, retro bilgisayarlar konseptli bir buluşma, bir partiydi bu etkinlik dediğimiz şey. Karaköy’ün; mekanları zaman içerisinde civatacılardan lüks kafelere evrilse de, o bozulmayan “İstanbul benim” ambianslı dar sokakları içerisinde dolanırken kaçırabileceğiniz, ismi insana nedense Josef Mengele’yi çağrıştıran “Başcerrah Sokak”ı arıyordunuz öncelikle.  En fazla 20 metre uzunluğundaki dar sokağa girdiğinizde, sol tarafta, şuh kahkahalar içerisinde eğlenilen cafe-restoranların arkasında, dar, hiç dikkati çekmeyen bir giriş bulunuyordu. Bir “gizli sosyete” için oldukça ideal bir girişti bu kapı, Michel Zevaco günümüzde Karaköy’de yaşasaydı, kesinlikle tefrikalarında yer alabilecek, gizemli bir giriş ve ivedilikle yukarı dikilen ve bir yılan gibi kıvrılan, daracık, taş merdivenler... Ve evet sonunda mekana girerdiniz, dilerseniz burada tekrar kahramanlarımızın yanına gidelim ve etrafı onlarla dolaşalım.

Kafadarlar içeri girdiklerinde, mekan henüz tenha sayılabilirdi. Karanlık merdivenlerin ardından girilen bu aydınlık, sıcak dekore edilmiş atölye, Alcofribas’ın atölyesi olan “Maker Eviydi”. Günümüzde “Maker” hayretle karşılanmayacak kadar yaygın bir kavram olduğundan ayrıntılarıyla anlatmaya gerek görmüyoruz ancak bu yazıyı birkaç yüzyıl sonra okuyacak tarih meraklısı insanlar ve yapay idraklar, 2000-2020 arası modayı şöyle bir incelerlerse “Maker”liğin oldukça revaçta bir akım olduğunu görebilirler. Uzatmayalım, mekanın merkezindeki masa ki Edip Cansever’in şiirinde bahsettiği olsa gerek, yıllardır partinin her türlü yükünü çeken, bütün toplantı sırlarına vakıf bu devasa mobilya, erken gelen ziyaretçiler için de adeta bir cazibe merkeziydi. Hydrogen telaşla masanın bir ucuna yamanırken, Endo ve Norvax’e de yer kapmalarını tembihliyordu. Masada bulunan, Malazgirt muharebesinden 5 sene sonra imal edilmiş 1084’lerin ve tarihi c64’lerin karşısına, apple ve lenovo laptoplarıyla biraz da sıkılganlıkla kuruldu dostlarımız. Hydrogen, vaktiyle bir oyuna eklediği bir easter eggin gösterimini yapabilmek için oyunu bitirmesi gerektiğini algıladı ve 1 saatini bu beyhude meşgaleye harcadı. Bir süre sonra Hydrogen’in kuzeni Drey de, ekipmanları ile masanın aynı tarafına kampını kurmuştu. Drey bir gün önceki eğlencelere katılmamış, disiplinle müziğine yoğunlaşmayı tercih etmişti.

Herkes mekana dağılmış ve birbirleriyle selamlaşıyorlardı. Yeni gelenlerle kaynaşma ve virüsleri paylaşma bölümünde, uzun süredir birbirini görmemiş eski dostlar tokalaşıyor, kucaklaşıyor ve yüzler gülüyordu. Alcofribas’ın eşi Banu Hanımefendi, partinin ana unsurlarından olan ikram bölümünün önünde, her zaman olduğu gibi bütün konukseverliği ve içtenliği ile katılımcıları karşılıyordu. Bu ikram bölümü sanki yıldan yıla daha da genişliyordu. Ayrıca, buzdolabı bulunmayan ofiste, buz çantaları ile 24 saat soğuk içecek ihtiyacı da karşılanmıştı. Good-old filtre kahveye ise her zaman erişim mümkündü. Sadık okuyucularımız bilirler, yiyecek-içecek bir partinin en önemli yapıtaşlarından biridir. Zira acıkıldığında, kan şekeri düştüğünde insanlar eğlencesiz, etkinlikler tatsız olur. Bu daha önce 7d4 adı verilen İkitelli’de gerçekleştirilen enteresan partide tecrübe edilmiştir. Gene konudan saptık galiba, ancak okuyucuyu bu işin kültürü konusunda bilgilendirmek de bir şekilde sorumluluğumuzdur ve RAAT’ın ikram ve konukseverlikte fevkalade yüksek bir derece aldığını belirtmezsek, noksan bir iş yapmış oluruz.

Selamlaşma faslının arka planında, dev ekranda eski davetiye introları ve çeşitli stufflar dönmeye başlamıştı. Şimdi bunlar da ne ola ki diyecek okuyucumuz, bir dipnot bölümü şart oldu, ancak teferruata girmeyelim artık. Öğleden sonrayı akşama bağlayan bölümde mekan iyiden iyiye kalabalıklaşmıştı. Masanın sol tarafı “tarihi” ve “tarihi görünümlü sahte” bilgisayarlarla doluydu. 2019 senesinde “Firepad 64” deneysel joystickini üreten, endüstri tasarımı gurusu Cem Tezcan, hiç üşenmeden bütün ürettiği ekipmanları geri topladı ve daha iyi bir tuş takımı ve kablo için gerekli lehimleri gerçekleştirerek, “Firepad” sahiplerini mutlu etti, ayrıca “üretim ve teslimat sonrası destekte yılın hardware manufacturer”i seçildi. F3R0, partinin invitationunu, grafik, müzik ve programlamasını bir arada yaparak 2019’un sürpriz sceneri olduğunu kanıtladı. Ayrıca iki sürpriz c64 mamülü de partide ilk kez görücüye çıktılar. Emarti’nin kırmızı noktalı introsu ve Codewarrior’un ilk introsu, partinin sürpriz ürünleriydiler. Bunlara ek olarak, partiden bir ay önce Ref tarafından topluluğa musallat edilen, ZX Spectrum’un ucubik formatı Stellar, bir salgın gibi bütün camiaya yayılmış ve çok sayıda çizimin yapılmasına vesile olmuştu.

Akşamları yorulmuş ve acıkmış retrocuların, Özkanoğlu Kebap’ta yemeğe yollandıkları bir sır değildi. Artık kebapçıya adeta bir retro ordusu ile gidiliyordu. Yağmur olanca kuvveti ile yağarken, cyberpunk atmosfere evrilmiş, bol kablolu, karanlık sokakların ardından girilen Özkanoğlu,  ismi Truebloodson olan bir cyberpunk mekana dönüşmek kısmında yine de kısa düşüyordu. Hydrogen, Skate, Norvax, Datura ve Eins’in başını çektiği bir grup, Özkanoğlu’na erken varıp ilk batch’te yer almayı düşünürlerken, Özkanoğlu bütün oryantalliği ile herkesi yine “tek batch”a dahil etmişlerdi. Yemeklerin beklenmesi kısmında geçen uzun süreçte ekmeksiz dağıttıkları acılı ezmeler, ileride insanların susuzluktan kırılmasına neden olacaktı bir tuzaktı. Çıkışta kasa önünde biriken uzun kuyruk, Özkanoğlu tarihinin rekoru olmalıydı.

 Ve bir Raat’ın olmazsa olmazı seminerler. Raat’ın açılımına da yeri gelmişken burada yer verelim. “Retrojen Akil Adamlar Toplantısı” nın kısaltılmışıdır RAAT. Camiada bulunan insanların ne kadar akil olduklarına seminerler vasıtası ile bizzat şahit olunabiliyor.

Bu akil adamlar içerisinde muazzam bir hassasiyetle bütün seminerlerini oya gibi işleyen Matahari’ye ayrı bir paragraf ayırmak gerekiyor. Gerçi zat-ı alilerinin herhangi bir konuşması da, incelikle hazırlanmış bir seminer gibi detaylı ve bir o kadar da rafine olduğundan, bir Matahari semineri, bir öğrenme etkinliğinden ziyade hoş bir sohbet ambiansı ile geçer. Bu senenin RAAT’ında Matahari Stellar Paint’de taze piksellediği bir Atatürk Portresi üzerinden çıkış yaptı. Tabii ki bu grafik bir amaç değil bir araçtı. Matahari, bilgisayar oyun sektöründe 80’lerden beri aktif olarak yer alan, soyadı gibi “kurt” bir developerdı. 80’lerde bir bilgisayar oyun projesinde, oyun grafiklerinin nasıl yapıldığına ve sanat yönetmenlerinin nelere dikkat ettiğine değinirken bir yandan da, piksel grafikten yola çıkarak klasik resim sanatının, ticari işlerde çok faydalı olabilecek bazı önemli tekniklerine giriş yapmış oluyordu. Özellikle kompozisyon ve altın oran temalı bölümde, en basit bir görselin dahi başarısını şansa bırakmayacak bazı kaideler ile hazırlanması gerektiğine dair altın bilgiler bulunuyordu. Bu kaideleri kırmak için, bu kaidelerin çok iyi bilinmesi gerekliliği de, oldukça vurucu bir kübizm örneği ile açıklanıyordu.  Seminer’in ardından Hydrogen, Alcofribas’a, “Matahari fasulyeler ve çubuklarla ilkokul 1 matematiği anlatsa zevkle dinleyeceğini ve mutlaka yeni bir şeyler öğrenebileceğini” söylüyordu. Zira Usta,  gerçekten farklı bakış açıları ve deneyimleri ile süslediği konuşmasını öyle iyi aktarıyordu ki, seminer dinleyeni mutlaka seminerden önceki halinden daha “ileri”, daha “farklı”, biri haline dönüştürüyordu. Ununu eleyip eleğini astığını düşünen herkes, bir Matahari konuşmasından farklı şeyler tecrube etme heyecanıyla ayrılabilirdi.

Pikselden üç boyuta geçtiğimizde yine oldukça ilgi çekici bir sunum katılımcıları bekliyordu. Cem Tezcan, gerçekçilikleri ile sene boyu herkesi kendisine hayran bırakan ve “nasıl ya?” sorusunu sorduran, 3d retro ekipmanlar ve retro oda sahnelerini nasıl oluşturduğuna dair, videolarla görselleştirdiği bir sunum yaptı. Tabiatıyla sonucu umut kırıcıydı zira mükemmele ulaşmak için herhangi bir kısayol olmadığını, üşengeç dimağlara empoze eden bir detay ve iş yükü söz konusuydu. Aynı sahnelerin “önceden render edilmiş”, “gerçek zamanlı render edilen” ve “rtx ile ray traceli render edilen” versiyonlarını ard arda karşılaştırmak katılımcılar için hoş bir tecrübe oldu.

Retro hardwarelere gelindiğinde, az sayıda tamamlanmış üründen biri olan IRQHack 64’in geliştiricisi Nejat Dilek’in sunumu oldukça detaylıydı. IRQHack’in ne olduğunun bilindiği kabulünden yola çıkılması başlarda bazı dinleyicilerin kafalarını karıştırmıştı. Neden sonra, IRQHack kullanımı ile ilgili örneklere geçildiğinde mevzu daha bir netleşti. Aktif olarak eski bilgisayarları kullananların, “işe yarayan” yeni hardware açlıkları göz önüne alındığında, bu tarz üretimler, her zaman katılımcıların ilgisini çekiyorlar. IRQHack de geliştiricisinin sürekli ilgilendiği ve güncellediği bir ürün olarak takip edilmeyi hak ediyor.

Geçtiğimiz yılın sürpriz ürünlerini programlayan Eins ve yılların scener’ı Skate ise, yeni 8bit bilgisayar projelerini tanıttılar. Aslında RAAT’a çalışan bir prototiple gelmek istedikleri belliydi ancak bunu yetiştiremedikleri için sunumlarında hafif bir hayal kırıklığı yaşadıkları sezilmiyor değildi. Donanım geliştirme işinin meşakkatli olduğu ve çeşitli nankör yanları olduğu, bir işin yüzde 80’inde elde sadece kablolar, devreler ve hayaller olduğu bir gerçek. Ancak Eins ve Skate, proje detaylarından ve planlarından bahsederken, bu işin burada kalmayacağı ve bir sonraki RAAT’da sadece bir prototipten daha fazlasına sahip olacakları ambiansını yaymayı başardılar.

Son olarak, senenin retro ruhuna en hitap eden projesi, Raatball’un skorer pointguardı Ati’nin ahşap c64 kasası idi. Atilla, o ince ve hayli kırılgan ahşap malzemeyi, ciddi şekilde dayanıklı ve şık bir c64 kasası haline getirmeyi başarmıştı. Sunum boyunca, gerçekleştirdiği sayısız iterasyona dair bilgiler verdi, babasından aldığı öğütleri uyguladığı bölümler yer yer duyguluydu. Ayrıca Cem ile kurduğu dayanışma, camianın güzel birliktelik örneklerinden biriydi. İzleyiciler ise sunum esnasında ahşap c64’ü elden ele gezdirirken, sevgiyi aşma sınırında ritüeller gerçekleştiriyorlardı.

Gece yarısı merakla beklenen etkinlik “bilgi yarışması”na sıra geldi. Wizofwor tarafından hazırlanan bilgi yarışması soruları o kadar -okuyucularımızı bizi affetsin argo kullanacağız- “kazık”tı ki, Gökhan için olay adeta kişisel bir hesaplaşmaya dönüşmüş olmalıydı. Sorularıyla bütün retro camiasına aciz ve bilgisiz hissettirmişti. Bu da işte “ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” atasözünü camiaya bir kez daha hatırlatmıştı.
 
Gene gece yarısı ortaya çıkarılan nevale, bilgi yarışması kaynaklı üzüntülerden kurtulmayı da kolaylaştırmıştı. Nevale getiren herkes hayırlarla anıldılar. Her zevke ve inanca uygun mamüller için herkes minnet duydu.

Gece yarısından sonra, artık herkesin Karaköy’den yavaş yavaş el etek çekmeye başladığı bir zamanda, karanlığın gerçek sahipleri, çamurlu yollardan geçerek, çorbacıya gittiler. Bu çorbacıda dünyanın bütün çorbaları ortalamanın hafif altında bir kalitede üretiliyordu. Tabii insanın bünyesinin yorgunlukla imtihan edildiği bir zaman diliminde içilen bir kase sıcak çorba, sabahı görebilmeyi uman savaşçılar için altın değerinde. İşkembeden brokoliye, mercimekten balkabağına çıkılan bu küçük yolculuk kısa sürede sonlandı zira kapı önünde ayakta bekleyenler nedeniyle muhabbetler kısa sürdü.

Maker Evi’ne geri dönüldüğünde bazı katılımcıların yorgunluklarına yenik düşüp uyumaya başladıkları tespit edildi. Yine de etkinlikler bitmemişti. İşte Ref, retrogücüyle bütün olanaklarını zorlayıp partiye katılmayı başarmıştı. Bu sayede ZX spectrum formatı stellarda emek harcayıp çizim yapan herkes, çizimlerini gerçek donanımda izleme şansını elde etti. Ref’in yaptığı oylama, çıkan çok sayıda yüz güldüren ürünün, parti atmosferine kattığı değerin yanında formaliteydi.

Son olarak ışıklar kapatıldı ve yarasa ritüeli başladı. Bu konuyu camianın özel “gizli” kalma isteğine duyduğumuz saygıdan dolayı okuyucuyla paylaşamayacağız. “Bütün organizasyonun ulaştığı doruk noktası”, “bütün düğümlerin çözüldüğü an” gibi tanımlamalar da okuyucuyu tatmin etmeyeceği gibi büsbütün  meraklandıracaktır, bu sebeple bu bölümü kısa kesiyoruz.

“Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...”
Evet tıpkı Yahya Kemal’in aruz vezniyle yazdığı bu dizeler gibi sanatsal bir ahenkle gerçekleşmiş ve zarafetle sona ermişti RAAT#06. Hava hala soğuktu. Ufka yakın, isteksiz bir güneşin yarattığı soluk mavi ambians caddeleri kaplamıştı. Öfkeli taksicilerin korna seslerine daha çok vardı, İstanbul yeni uyanıyordu. Muhallebicide yapılan son kahvaltı,bir sonraki RAAT’a kadar verilen bir es, buruk bir vedaydı.

Hydrogen/Glance

5
RAPORUM

Evet parti raporunu 2019 içerisinde yayınlayacağımı söylemiştim, 11 Aralık'ta raporumu yayınlıyor, böylelikle sözümü yerine getirmiş oluyorum. Raporun çoğunluğu partinin hemen ertesinde yazılmıştır. Biraz tembellikten biraz da Raat 2019 öncesinde ufak bir hype ve gaz olsun diye, 11 ay kadar bekledim. Şimdi rapor zamanı...

Herşeyden önce bugüne kadarki en kalabalık RAAT partisini geçirdik. Dolu dolu bir partiydi ve harika muhabbet ettik.

Partinin ilk saatlerinde bayağıdır geyik grup üzerinden yazıştığımız ancak tanışma şansı bulamadığımız Ferhat ile tanışıp muhabbet ettik.Türk oyun dergilerine giydirdiğimiz bu muhabbette yer yer "hatta bir de şöyle oldu" larla tansiyonu daha da arttırdık :) Aslında Ferhat'ın piksel çalışmalarını incelemek de istiyordum ancak parti kalabalığı nedeniyle bir daha birbirimizi bulamadık :P

Bu partide içimdeki inanılmaz geyik potansiyelini yer yer, yersizce yaptığım sıfırın altı esprilerle sergileme fırsatını buldum. Emir'e, abi "büyük yer" diye bir yer olsa, sen de oradan gelsen, "emir büyük yerden geldi" mi diyeceğiz? tadında sıkıntı verici esprilerdi. Kimseyi güldürmediğim esprilerime bile katıla katıla güldüm, allah da beni güldürsün :P
Ayrıca yemek esnasında "yarım attıran" garsonun, bu oldukça kırmızı noktalı geyiği hepimize, daha bu yolda kat etmemiz gereken çok mesafe olduğunu gösterdi. Asla "ben oldum", "herşeyi öğrendim" dememek lazım.

"Ref ile spectrumun paleti" konulu geyik, artık raat klasiklerinin olmazsa olmazı olarak fena şekilde kullanıldıysa da, gene en ünlü raat klasiği "Alcofribas ile Batman Demo" kısmında büyük eksiklik yaşandı. Parti öncesinde sık sık bu geyiğe göndermeler yapılsa da parti esnasında Batman Demo'nun gösterilmemesi, bu klasik geyiğin founderi Alco'nun artık illallah dediğini göstergesiydi. Umarım Batman Demo, seneye gösterişli bir şekilde geri döner :P

Ref ile yaptığımız uzun ve keyifli muhabbete, her biri birbirinden kepaze spectrum demo ve oyunları, hem de orjinal hardware kalitesizliği ile eşlik ettiler. (Herhalde emulatörde daha iyi görünen yegane platform Spectrum:P)

Eins (ilker), parti boyunca hardware ile uğraştı. bu hardware ile uğraşanların ağır abiliği sebebiyle yanlarında kısa süreler takılabiliyorum :) Niyeyse bir "kim olursan ol git" ambiansı alıyorum :P Eins'in parti introsu ise harikaydı.

Deniz'i ne zaman görsem Arcade makinesinin başındaydı.

Atilla ile onların 1040 ve Falcon olabilen raspi platformları üzerine muhabbet ettik. Sonra C64'de Krestage 1-2 gösterdim onlara ve Ref'e.

Matapedia ile (matahari) gene oldukça uzun ve verimli bir sohbet gerçekleştirdim. Gelecekte beyninin scan edilmesi ve yapay zeka olarak hizmet vermesi gereken insanlardan. Bir de keyifli ki sohbeti, iyi ki tanıştırmış bizi vaktiyle Alcofribas. Yunanca retro dergisinin ben bir süre çocuk gibi resimlerine baktım, Matahari bayağı bir karıştırdı içten içe Yunanca okuyabildiğinden şüpheleniyordum :) ama o esnada bozuntuya vermedim. Belki birileri çıkar "aramızda eski yunanca okuyamayanlar varmış" der falan, robuma çamur bulaşır.

Ayrıca Shax ve Ref'in bira davetine tam iştirak edecekken, Alcofribas'ın sınır devriyesine takıldık. Gerçi sonra Alco otoritesini konuşturarak Shax ver Ref'i de mekana getirtti sunum için.

Levent'in sunumda en geride olsam da, arka planda güzel güzel dinledim. Hem hiç yorulmadım hem de bu platformları bütün olumlu olumsuz yanlarıyla ortaya seren sunumuyla her bir retro platformu hakkında bilgi edinerek hiç birine para harcamam gerekmediğini öğrendim. Özellikle tuşları tamamen göstermelik olan, yazı için sanal klavye çıkartan c64 mini beni benden aldı. Çikolata kutusu mu arkadaşım bu, yılların c64'ü ile maytap geçmişler.

Yemekte Tuncay ve Ahmet ile zevkli ve detaylı teknolojik muhabbet yaptık. Yapay zeka hepimizin işini bir yerden sonra aldı götürdü :) Sonrasında konular karanlıklaştıkça karanlıklaştı, iyice distopik bir hal aldı :)
 
Gökhan'ın sunduğu bilgi yarışması esnasında çeşitli çıkıntılıklar yaparak antipati topladım. Sonucunda Ragnor, en yakın rakiplerinden iki kat fazla puan toplayarak hakkıyla kazandı :P
Hades ve Ragnor gecenin ilerleyen saatlerinde süper uyudular. Ragnor'la Sobee muhabbeti de yapamadık.

Akşam sınır devriyesi ile bizleri bir biradan yoksun bırakan Alcofribas gece yarısından sonra gizli zulayı ortaya çıkararak gönülleri kazanmayı bildi. Limon suyunu ise, Matahari sundu. Geyik işinin ağır yükünü ise Shax'la ben yüklendik.

Gece yarısından sonra Impetigo ile bol bol muhabbet ettik, favori sid müziklerimizi dinledik, Radical Noise'dan, sinyalizasyondan, demoscene'den uzun uzun konuştuk. Bu esnada ben sürekli Impetigo'ya Umut Sarıkaya ve Yiğit Özgür karikatürleri göstererek sprite yarışmasında geri kalmasına neden oldum :)

Sprite yarışması tam bir fecaatti, bütün arkadaşların spriteları birbirlerinden kötüydü. Gelecek sefer bu zor konu yerine biraz daha basite gitmek gerektiğini gösterdi bence bu sonuçlar. Mesela 8x8 piksellik bir karakter olabilir hehehe, şaka yapıyorum ciddiye almayınız :) (Tabii her şaka içinde bir miktar gerçek barındırabilir :P)

Sonrasında çorbacıya gidildi, yer olmadığı için bir süre dışarıda geyik yaptık. Ben elit bir çorba olan brokolide (ayrıca çok scenesel bir isim, "broken by Hydrogen" gibi) karar kılarken, ezogelin içenlere kınayarak baktım.

Sabah, 1 saat sonra yatacağımızı bilerek neden kahvaltı yaptık hadi yaptık niye en ağırından kol böreği yedim bilmiyorum ama böyle oldu. Sonrasında kadim dostum Endo ile önce vapur'a gittik, sonra motora gittik ikisi de çalışmıyordu. Akabinde bindik bir arabaya muhabbet ederek evin yolunu tuttuk.

Ve bir Raat daha, böylelikle sona ermiş oldu. Başta Alcofribas olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum...
Artık Mahşerin dört atlısını, dört gözle bekliyorum :)

Hydrogen

6
demoscene / Yeni Disk Magazin - Dawn
« : 11.11.2015 10:19:58 »
Yıllar sonra yeni bir disk magazin çıktı c64'de.

http://csdb.dk/release/?id=142888

7
demoscene / BFP 2013 Partisi
« : 04.08.2013 21:55:36 »
Stufflar yayınlandı. Censor'un demo falan guzel gayet. Izleyin.

http://csdb.dk/event/?id=2092

8
demoscene / Nordlicht 2013 Party
« : 22.07.2013 12:28:39 »
Ilginc stufflara bu linkten ulasilabilir.

http://csdb.dk/event/?id=2060

9
geyik / Pentagram 17 şubat Konseri
« : 18.02.2013 10:41:37 »
Gene öküz gibi performans. Yeni vokal performansı da süperdi. Tarkan'ın mezopotamyalı imajı da harika olmuş, iran başbakan adayım, ılımlı da olur hani:P

Yeni albümleri de konserden dinlediğim kadarı ile leziz olmuş. Dinleyin dinletin.

10
7dx / 7dx 2012 Parti Raporları
« : 17.12.2012 13:54:16 »
Evet başlığı ben açayım dedim. Bu sene partide aklıma gelenleri hızlıca, madde madde, unutmadan yazayım.

Hydrogen Parti Raporu Bolum 1

-Oncelikle kotuleri basta yazayim ki, sonu mutlu bitsin:)
Demo yoktu. Hani diger compolar neyse ancak bir demo party'nin demo composunda demo cikmamasi kepazelik, baska aciklamasi yok. Cok uzucu, bir daha olmasa iyi olur.

-C64'u gene dogru duzgun baglayamadik. Bunu "salak" olmamizla acikliyorum artik. 4 senedir bi sorunu cozemedik.

-Muhabbet gayet guzeldi. Gene pek cok insani kacirmis olsam da, organizator olarak partide gayet eglendigimi belirteyim. Decipher'in bir dunya yoldan, seneler sonra gelmesi partinin guzel olayi idi. Bir de demo bitirselerdi daha da harika olacakti. Uzun zaman sonunda, Resident'i bir toparlanmis gorduk. Gelecekte olabilecek guzel seylerin sinyallerini verdiler.

-Sonunda Retrojen'in 2nci sayisina kavusabildim. 50 seri numarayi kaptim. Sonu "0" ile biten seri numarali ileride normalin 3 kati para edecek:) Magazini bu aksam keyifle okumayi planliyorum.

-Spritus gecen seneki inanilmaz eksikligini bu sene giderdi. Afterparty'de Spritus, Drey, Endo ve ben, Saray'da doner falan yedik ve guzel muhabbet cevirdik, Endo'nun fikri sayesinde hepimizin karni doydu:P. Sonra Drey ayrildi. Endo, Spritus ve ben aksam super after party muhabbeti cevirdik. Spritus'la parti sonrasinda konusmayinca parti parti olmuyor. Sabah da havalimani yolunda, Turkiye'yi kurtardik.

-Beast'le de guzel muhabbet ettik. Her daim guleryuzun ile ortami rahatlatan bir adamsin Levent:) Ayrica gene sponsor mevzuatlari guzel oldu. Keske oduller daha iyi stuff cikan bir partide sahiplerini bulsaydi. Mfk sayesinde parti yayini ve Dikey'den Serhat  sayesinde ses sistemi ve bir cok sey kusursuz sekilde halloldu.

-Skate'le mp3 compo esnasinda girdigimiz gulme-sinir krizi etkisini uzun sure gosterdi. Skate'in 2nci gun ki "vur ensesine al ekmegini", uykulu modu superdi:) eheheh

-Game compo beni yedi bitirdi. Zaten sunuculuk zor. Bir de Riverraid'e sonradan 10 katilimci geldi. Bu arada evil Arcane'nin "Kafam ....ldi" seklinde serzenisini super yakaladim. Hemen oldurucu bakislarimla toz ettim. Ama bu olay harika spikerligime ket vurdu. Tek elle river raid oynayarak, dolmuscu ambiansi yasatmaya calistim. Blackturk, super riverraid oynamasina ragmen stresi kaldiramadi ve kendi istegi ile daga cakildi. heheheh

-Aynur'un kuzeninin oglu Basri ile karsilasmak cok sasirtici idi. Yas ilerliyor:)  Ahh

-Degisik zamanlarda istek uzerine Protogeo ve Snapshot gosterimleri yaptim 1084'de:P

-Zwartan'in semineri cok guzel oldu. Oyun gelistirmek isteyenlerle muhabbet de keyifliydi. Ama daha da keyiflisi Zwartan'in sonunda spectrum'unu getirmesi ve trenli oyun yuklendigine yasadigi mutluluktu:) Ref'in spectrum severlere gosterdigi konukseverlik sebebi ile, artik spectrum'um paletine takilmayacagim. Palet bahane cocuklugumuzu makinesi bunlar yaa. Alco bak Batman Demo da super gercekten. Ben artik mutluluk sacan bir scener olacagim soz:P

-Drey'in test drive'i kolonlara super yakisti. Bigsreen'de yayinladigimiz urunler guzeldi ama gene sunum ve mana acisindan showlarimiz yetersizdi:)

-Ebolax bu sene compolara damgasini vurdu. Gercekten tum gucuyle hazir olan tek scenerdi. Oduller helal olsun kendisine:) 2nci olan muzigi de cok guzeldi gercekten.

-Norvax ve Anes'le kisa da olsa muhabbet etmek guzeldi.  Bu sene Laptop sikintisindan arkadaslar partide dogru duzgun arzi endam edemediler:) Nightlord ile de kisa muhabbetlerimiz olabildi. Seneye biraz daha onceden bir laptop ayarlariz ya da daha iyisi olur belki partiye gelirler:)

-Compec harika calisti her zamanki gibi. Onlar sayesinde organizasyon yag gibi akiyor. Ayrica ilk stuff'larini da kucuk de olsa yayinladilar:) Riverraid de sonuncu olan arkadas da efsaneydi:)

devam edecek...

11
geyik / Code of Death'in yeni albümü çıktı!
« : 13.11.2012 09:09:56 »
[FONT="][/FONT]Evet  arkadaslar hayrani oldugumuz unlu Death metal grubu Code of Death  Amsterdam'da X party'e katildi. Ekte resimlerden biri mevcut.

http://www.akaydin.com/x2012/code_of_death.png

Bu arada grubun yeni albümü "Register of Destruction" bütün müzik marketlerde. Grup bu albümünde, daha önceki albümlerde beraber çalıştığı Flemming Rasmussen ile yollarını ayırıp, ünlü prodüktör Nightlord Chucker ile çalıştı.  Chucker ayrıca grubun parçalarının orkestra düzenlemelerini yaptı ve Dead Brothers of the Routine parçasında bas gitar çaldı.

Albümdeki parçalar şöyle:
[FONT="]
- Register of Destruction
- blood on the pixels
- filtered agony
- dead brothers of the routine (slow)
- Scrolling corpses
- twisted decay
- shadows of darkness (live at amsterdam)
- Angles of Doom
- bonus track: SF of Blood and Bone[/FONT]


Bu  arada Code of Death t-shirt'lerinden almak icin Pk78 Kucukesat/Ankara  adresine basvurabilir, ya da Kecioren belediyesine 2 adet vesikalik ile  direk basvurarak t-shirt'lerinize sahip olabilirsiniz.

 
ış bu geyik, Hydrogen tarafından başlatılmış olup, albüm, Nightlord tarafından realize edilmiştir. Fotoğraf ise Endo tarafından çekilmiştir. Maillistlerden foruma taşıtan ise, Ahmet San'dır:P

12
http://scenesat.com/video

adresinden gece yarisindan sonra izleyebilir.

Hydrogen X partiden bildirdi :)

13
geyik / Kickstarter!
« : 09.10.2012 07:21:44 »

14
demoscene / Attitude Vote Sheet
« : 17.08.2012 09:35:57 »
http://www.cactus.jawnet.pl/attitude/?action=voter

Arkadaslar Attitude vote geyigi baslamis. Bu sefer, yakin zamandaki aktif scener'lari duzgun oylamak istedim.
Dolayisi ile buraya 2011'den itibaren c64'de yapilan guzel isleri kopyalayacagim.
Degerlendirmemde onceligi de onlara verecegim. Sonrasinda 2010, 2009,2008 (Minimum) gidecek.

Sizler de yakin zamanda yapilmis dikkate alinmasi islerin csdb linklerini buraya atarsaniz hem ben hem de c64 scene'i iyi takip edemeyenler haberdar olmus olur:)
(iyi demo, grafik, muzik, crack vs.)
Buraya yazilmasi icin illa super urun olmasina da gerek yok. Amac haberdar olmak.

Simdilik asagidaki linkleri yolluyorum. Daha aklima geldikce yollayacagim.

1991/Booze Design
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101506

Storebror/Mahoney
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101517

Pimp by Snail/Camelot
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101516

2011 - A Press Space Odyssey / Offence
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101518

Toxyc Taste / Arsenic
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101511

We're Mature / Fairlight
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101515

The Beating Heart / Panda
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=101520

One Quarter / Fairlight
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=105053

Fragment / Mahoney
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=105055

Batman the Movie %101 / Nostalgia
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=110655

Retroplasma / Return
http://noname.c64.org/csdb/release/?id=103827

15
Asagida, Lost'u iyi finalini iyi aciklamis Hydrogen ile, hayal kirikligi yasamis Norvax arasinda gecen muhabbet yapistirilmistir. (2010)
Finali okuduktan sonra, daha komik gelebilir:)
 

Hydrogen:

izledin mi lost'u.

cok saglam bitti


Norvax:

izledim amina koyy,m



çok saglam evet  

kil oldum

Hydrogen:

Allah allah.

Begenen bir tek benmiyim yahu


Norvax:

yahu neyi begendin

anlat bakalim

Hydrogen:

adamlar olabilecek en guzel sekilde aciklamislar her seyi


Norvax:

ne aciklamislar?

Hydrogen:

bir de aciklanmadi diyorlar ya

Yok ada ne yok bilmemne ne

Ada bir ikinci sans.

Bunu gormek cok mu zor.

Hele yan hikayenin araf olmasi harika dusunulmus.

Ta ilk sezondan tas vs. bir cok aciklama var.

Sonunda yapilan dini gondermeler, oya gibi islenmis.

Bak eko zamandindan beri gelen kilise yapma vs. hepsi baglanmis.

Norvax:

yahu sen sen cok sey anlamak istemissin ya ben anlamamisim

simdi paralel iki evren var

birinde olay olmus ucak dusmus

Hydrogen:

Paralel degil iste,


Norvax:

digerinde dusmemis

Hydrogen:

kup seklinde. Babil mitolojisinde ilk kez acikliga kavusan,

evrenin merkezi bizim bulundugumuz yerdir,

uzumlu kek modelini falan goz onune getir.

kup seklinde evren, su anki en gercek evren modeli.

Lost adasi da bu baglanda merkes konumunda.

Isik da, Asimov gibi,

Let there be light kivaminda bir mistisizm sunarken,

basit din somurusunden oldukca uzakta.


Norvax:

yaaa sonucta onca gizeme cevap vermeden bitirebilecekleri en kolay yol buydu

Hydrogen:

hangi gizem cevap bulmadi?

Norvax:

simdi bir saniye..sen anlat abi..ben senin anladigini anlamamis olabilirim

anladigin sey nedir senin

Hydrogen:

Oha boyle soru mu olur

koskoca dizi

6 sezon


Norvax:

hehehehee

Hydrogen:

spesifik olarak bir suru cevap var

sondan bir onceki bolum ise kilit tasi

hepsi ancak o bolumun sonunda yerine oturuyor.


Norvax:

abi o zaman ben anlamamisim izledigimi

Hydrogen:

bir de bilimsel degil diyorlar,

Norvax:



Hydrogen:

ben bazi seyleri astrofizik bilgimle gayet net aciklayabildim.

yani illa astronomi okumak gerekmiyordu

Mesela Faraday'in annesi vs. neyi amacliyordu.

Neyse 5 dkya gelecegim.


Norvax:

ok

burdayim

uzun uzun bir ara konusalim

bakalim senin astronomi bakis acin

ve aciklamalarin beni tatmin edecek mi

Hydrogen:

yok her sey astronomi degil

Juliet vs. var mesela

adada dogum yaptirmaya calismasi.

isikla ilintili seyler.

surekli aradiklari sey aslinda, bebegin dogumu degil, yasamin kaynagi


Norvax:

http://www.guardian.co.uk/tv-and-radio/tvandradioblog/2010/may/24/lost-ending-final-episode-reviewed

simdi bak burda 5. paragrafa bak

Hydrogen:

evet, commonerlarin sorulari

niye baktim?

abi adamlar magic number'i aciklayali 2 sezon oluyor

daha hala onu mu soruyorlar

ben hatirlamiyorum bile

havadan niye parasut geliyor

denizalti niye geliyor? Adaya belli zamanlarda kargo atiliyor.

Adada pist yok.

bu mu yani merak edilen

niye parasut atiliyor

sozde agir elestiri getirmisler

Ama bir cok aciklamayi es gecmisler.

Norvax:

others ne abi? su temple neydi hani su cinli adamin oldugu?

Hydrogen:

islerine geleni islerine geldigi sekilde yazmislar.

ne demek others ne abi.others, blackrock'la adaya gelen, Jakop taraffindan derrive edilmis, muhleti doldugunde kaderine terkedilmek zorunda kalmis tipler.

Jakop'un ne kadar basarisiz bir tip oldugu asikar.

Kader'in hep zayifligi olan insanlara teslim edilmesi (Bkz. son bolumde Hurley), bence cok guzel bir gonderme

Ada zaten, ying-yang merkezi bir nevi.

Orada mukemmel karakterler olamiyor. Herkes orta yol'a yakinsiyor.

Sawyer gibi pezevenk bir adam akillanirken

Jack giib bir bilim insani, common sense adami oluyor.


Norvax:

abi black rockta hayatta kalmis olan sadece

Richard degil mi

smoke hepsini olduruyor

Hydrogen:

yok yanlis soyledim

blackrock degil

su colonistler varya

blackrock beni anmis


Norvax:



+ bu ada ruhani bir bolge sonucta. fiziksel bir sekilde ulasmanin mumkun olmasi ilginc

withmore nasil gidip gidp geliyor

Hydrogen:

Ada ruhani bir bolge degil

Isik da mesela madde degildir.

Maddelesmesi ispatlanmamistir.

Ama sen isiga ruhani bolge de diyemezsin

Yasamin kaynagi sonucta.

Hic bir seye ruhani aciklamasi yapilmadi.

Battlestar gibi

melekler dolanmadi ortalikta

AMa, kelebek etkisi veya 21 gram hikayesi de yapmadilar

cunku bunlar muallak seyler

Yani bilimin cok desmedigi alanlara girmediler.

kendileri soytari aciklamasi getirmediler.

whitmore nasil mi gidiyor

Daha once gemisiyle gitti

Ada dunya uzerinde var olan bir bolge.

Ve okyanus uzerinde cok kucuk bir kitle.

surekli belirsiz bir konumda,

bu da zaman-mekan carpilmasi.

Adada zaman bildigimiz zamandan farkli akabiliyor

Zaman uzamasi-boy kisalmasini bilirsin.

Kutle olarak maddeler, farkli zaman akislarinda, kesfedilemeyecek sekilde kararsizlasabilirler.

isik hizina yaklastikca, maddenin kararsizligi artar.

Adanin icindeki yogun isik kaynagi buna guzel bir ornek.

sistemde var olan, icerisinde yasam bulunan tek gezegen olan dunyada, bu sekilde yasam veren bir kaynak bulunabilmesi mumkun.

Mitolojida babillilerin de gordugu buydu.

Misirlilarin piramitlerle korumaya calistigi.

Bu ada, yeryuzundeki tek bu sekildeki bolge dahi olmayabilir

Zira lost ayni zamanda kisilerin hikayesi.

adanin bulundugu bolgede bir device oldugu ve bunun bir cekirdek hizlandiricisi oldugu neredeyse kesin gibi

bunun kimin yaptigini soylemiyor sadece

neyse seni de calismandan alikoy1dum

ama ozellikle 3 ve 4ncu sezondeki pek cok bariz olayi, yuzbinlerce kisinin resmen kacirmis olmasi cok ilginc. balik kafesleri vs.

geldim abi

ah

pardon sen yazdin sandim

baskasiymis


Norvax:

balik kafesleri ne yaaa



abi ben senden lost overview'i istiyorum uzun uzun

benim 2.5 senem bosa gitmis

hehehehehehee

anlamamisim senin anladigin gibi

tabi senin müthis hayal gücünün ürünü de olabilir bunalr ama

alternatif ending olur en azindan



Hydrogen:

alala

olm sen hatirlamiyosan ben napim

gotunuzle mi izliyorsunuz

Norvax:

hehe

Hydrogen:

dana kadar balik kafeslerinde kalmadi mi juliet,

hatta romance oldu jack&juliet arasinda, shipperlar costu

orada ameliyat etti jack, benjamini

bir sezon orada gecti

neyse

salla


Norvax:

e ne alakasi var balik kafesinin tamemn dumb oldum

Hydrogen:

sen maytap gec benle

Norvax:

gecmiyorum olm

walla

merak ettim

aydinlat beni

Hydrogen:

-AMA BEN SENLE GECIYORUM!!!

Tataaa

Bok gibi bir filmdi

son 2 sezoundurda aci sicmistir

En son bolum de, kusturucu'dur


Norvax:

olm bak dedim ben alternafi eding olur snein bakis acin daha zevkli gerceginden



Hydrogen:

Dedim, boyle taviz vermeyen lost fani nasil konusur


Norvax:

senden dinleyince (yaratici adamsin vesselam) 2.5 seneme acimam

Hydrogen:

Taklit etmeye calistim


Norvax:

iyi becerdin

afelim

Hydrogen:

ama senin sinirli ara cevaplarin superdi


Norvax:

abi bende hatirlama sorunu vardir...hatta bilgemler filan dalga gecer bol bol

sanirim alzaymirim  

o yuzden iyi oluyor

Hydrogen:

Abi lost hatirlanmasi gereken degil, unutulmasi gereken bir film.

Norvax:

hatirlatanlar

hehehe

Hydrogen:

sok gitsin

bu kadar gayri-ciddi senaryo, bu kadar ufurukten karakterler, bu kadar ciliz bir kurgu olamaz.


Norvax:

e dedi ya lost yazarlari

sictiklarini anladiklarinda

Hydrogen:

son 2 sezondur zaten, ask-i memnu tadinda izliyordum


Norvax:

bu charachter-driven bir dizi

filan ayagina yattilar

Hydrogen:

ilk 2 sezon icin konussa neyse diyecegimde


Norvax:

ozellikle bu kelimeleri cok kullandilar

Hydrogen:

son 3 sezonda karakterin, lost kadar degistirildigi, tutarliliklarinin yerle bir edildigi bir karakter tabanli film gormedim.

Bence LOST daha cok bir trekking filmidir.

Adada rast gele gezinen, balik hafiza, bilgi paylasimi yoksunu, ultra-mantiksiz ve gercek disi karakterlerin

habire, tabancayi alip, ben gidiyorum demeleri uzerine kuruludur.

----Dur ya ben su mesajlasmayi tr-demoscene geyik kismina atayim ehehehe


Norvax:

Sayfa: [1] 2 3 ... 9