İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - gibraltar

Sayfa: [1] 2 3 ... 9
1
web linkleri / Ynt: demo/ tanıtım. tools aracı
« : 20.06.2017 17:45:30 »
Bu araç fi tarihinden beri aynı web sayfasını kullanıyor sanırım, yanlış hatırlamıyorsam delphi'den aparma bir script dili de vardı.
bass.dll de bir zamanlar opengl ile bir şeyler karalayacakların kullandığı ses kütüpanelerinden. diğeri de fmod'dur.

prosedürel atraksiyonlu demo çıkaracak olsam artık mesh'le uğraşmazdım muhtemelen.
http://www.iquilezles.org/www/articles/raymarchingdf/raymarchingdf.htm

2
cüneyt özdaş mı o? bir insan 15 senede hiç mi değişmez :)




3
web linkleri / Open Broadcaster Software
« : 28.10.2014 13:42:46 »
Ekran, pencere ve oyun görüntüsü kaydı yapıp anlık olarak yayımlayabilmenizi sağlayan bir alet. Bedava ve kaynak kodu da açık.

https://obsproject.com/

4
pc / Emscripten
« : 30.05.2014 01:49:22 »
Emscripten, LLVM bitcode'undan JavaScript kodu üreten bir alet. Arkasında http://en.wikipedia.org/wiki/Asmjs var.

Sitesinden de görülebileceği gibi hatırı sayılır büyüklükte projeler emscripten ile JavaScript portuna kavuşmuş. Örnekler daha çok oyunlar ve oyun motorlarını kapsıyorsa da ben sqlite3 (amalgamation) derleyebildim. Şaşırtıcı bir şekilde denediğim hiç bir C++ kodunda hata vermedi. Derleme esnasında "-o x.html" diyerek kodun çalışması için html sayfasını da oluşturabiliyorsunuz.

Web installer ile birlikte node.js, phyton, clang ve tabi ki emscripten otomatik olarak kuruluyor. İlk seferde clang ve node.js'yi kurmadı, sanırım installer bağlantı sorunlarını umursamıyor.

https://github.com/kripken/emscripten/wiki

5
demoscene / Ynt: Plazma yeni sayılar
« : 20.05.2014 16:01:19 »
http://www.tr-demoscene.info/index.php/topic,6216.msg29067.html#msg29067
haberini görünce http://retrojen.org/fanzin1/istek1/ adresinden istek listesine kaydolduğumu hatırlıyorum.

Elo Elektronik'in 12'den 46'ya kadar olan sayıları bende mevcut. Babamın elektronik ilgisi nedeniyle aldığı dergilerdi. Çocukken evdeki C64'ün yanında gelen manual'in tüm örnek kodlarını bir kaç defa yazınca sıkılıp bu içeriğini bilmediğim eski dergileri karıştımaya başlamıştım. Bu dergileri bulup µC bölümlerinin içeriğine bakınca hazine bulmuş kadar sevindiğimi hatırlıyorum. Hatta son sayılarından "Virüs Ateşi" başlıklı ilgi çekici bir makaleyi c64'de yazıp kasede arşivlemiştim.

Konuyla bağlantılı olarak dergi hikayesi bununla da sınırlı değil.
90'lı yılların ikinci yarısının başlarında okuldan atılınca Kadıköy Yazıcıoğlu İşhanı'nında çalışmaya başladım (sektör amiga, c64'den pc elektroniğine evriliyordu). O tarihlerde hanın 4. katında Mebil Computer'de idim, bu katta bizden başka belki bir iki tane dükkan daha vardı. Bizim katın ve üst katların boş bürolarından ve aşağı katlardaki bilgisayarcı ve elektronikçilerin zaman zaman yaptıkları temizliklerden çıkardıkları hurdalardan belkide onlarca dergi, kitap topladığımı hatırlıyorum. Envai çeşit konsol ve aksesuar da cabası. Bunlardan temiz ve değerli olduğunu sandığım bir kısmını eve getirdim (ve sevgili annemin benim yokluğumu fırsat bilip ışık hızıyla ortadan kaldıracağı güne kadar sakladım). Dükkanda kalanları da oradan ayrılmama az bir zaman kala "yersizlik" gibi yavan bir sebepten tekrar çöpe atmak zorunda kaldım. Aslında, ne kadar değer verirsem vereyim kendime onları herşeye rağmen saklamak için iyi bir sebep sunamıyordum. Devri geçmiş şeylerdi, bunları arşivleyecek malikânem yoktu (doğrusu, bu malzemelerin bir bilgisayar alt kültürü malzemesi olduğunu bilmiyordum, cahildim diyeyim :) ).

Onca dergi, kitap ve malzemeden geriye hiç bir şey kalmadı ("microsoft, ms-dos programing reference", "que, ms-dos 4.0 guide" ve bir kaç parça programlama, işletim sistemi kitabı gibi PC'ler için yazılmış olanlar hariç). O soykırım sırasında Elo Elektronik'lerin atılmamış olmasını, onların benden önce de evde bulunmasına bağlıyorum :) 

Lafın özü dergi iyidir, basılı olanı daha da iyidir :D

6
demoscene / Ynt: Plazma yeni sayılar
« : 18.05.2014 03:29:20 »
Dergi çıkarmak yalnızca bir alternatif yayın yöntemi gibi görünse de blog yazmaktan daha farklı etkilere sahiptir diye düşünüyorum. Bir dergi çıkardığınızda etrafta sizi ciddiye alan, siz farketmeseniz de sizi takip eden insanlara sahip olursunuz. Ve devamlılığı olduğu düşünüldüğünden takip edilmeye başlanırsınız. Sizden devamlı haberdar olabileceğini düşünen bir takipçi kitlesine sahip olabilirsiniz falan. Bu 10000 kişide 100 kişidir belki ama hiç olmamasından da iyidir, değil mi?

7-8 sene evvel Çakabey isminde iki sayılık basılı bir denizcilik dergisi çıkardık, dergiyi dağıtmaya başladığımızda potansiyelinin ne olduğu, bizi kimlerin okuyabileceği konusunda bir fikrimiz yoktu. Hatta o kadar fikir sahibi değildik ki 2000+2000 derginin ikinci sayısını tam olarak dağıtmadık bile, umutsuzduk, ışık yoktu. Ancak sonradan gördük ki yalnızca bu iki sayıyla bile duyulmuşuz, en azından birileri "kim bunlar?" demiş. Belki bizim hedeflediğimiz kitleye değil ama denizcilikle ilgili eğitim kurumlarına ve denizcilik müsteşarlığına -artık böyle bir müsteşarlık yok- sesimizi ulaştırabilmişiz. Onlar bizi çalıştaylara vs. davet ettiler, gittik. O çalıştaylardan, görüşmelerden elbette müspet sonuçlar almadık, ama artık kendimizle ilgili bir takım kalibrasyon bilgilerine de sahiptik. İnsan çapı hakkında böylesi bilgileri kolayca edinemez.

E, siz de artık taze kana ihtiyaç duyduğunuzdan bahsediyorsunuz. Ben belli bir çerçevesi olan ve gerçekten takip edilecek çapta bir demoscene ya da bilgisayar odaklı Türkçe dijital dergi bilmiyorum. PLAZMA'nın diskten diske dolaştığı bir evrende elbet birileri demoscene ya da siz her neyi sunuyorsanız ona merak duyacaklardır.

Kısası; dergi çıkarmak iyidir. Ve kararlılığı, ciddiyeti simgeler.
Yazı yazmak zahmetli ve yorucu ise wizofwor'un dediği yöntem de gayet makul. Demoglobin ya da benzeri herhangi bir mecrada yazılan yazılar dergi mizanpajına sokularak gayet güzel bir dijital dergi çıkarılabilir. Şahsen ben böyle bir dergiyi takip eder, sitesinden indirir okurum, bedelini de neyse veririm. Bugün dergi diye satılan 150 sayfalık "bilgisayar dergisi" görünümlü reklam paçavrasına 10 tl istenebiliyorsa PLAZMA'nın az ama öz içeriğine neden bir şeyler vermeyeyim? (150 sayfalık dergilerde çalışan arkadaşlar okuyorsa onları hedeflemediğimi bilmelerini isterim)

"Öyle periyodik zorlama işlere gelemeyiz, ayrıca zamanımız da yok" diyorsanız da en azından nightlord'un dediği gibi arada sırada patlatın bir dergi, okunur bence. Bir de tabi şöyle bir şey var; "ben hâla 80'lerin Elo Elektronik sayılarının microcomputer (µC) sayfalarını okuyorum, dergi işi bende takıntı da olabilir, belki de gerçekten hiç gerekli değildir" deyip tüm yazı boyunca koruduğum hipotezi son cümlede çürütebilirim. :)

7
demoscene / Ynt: Plazma yeni sayılar
« : 15.05.2014 01:05:41 »
Bir ara dergi biçiminde yayın yapmak günümüzde pek mantıklı değil gibi muhabbetler dönmüştü de bir sorayım dedim.
Açıkçası arşivleyebildiğim ve öylesine siteye konmak yerine derli toplu bir paketleme mantığıyla sunulan yayınları blog girdilerine, internet makalelerine tercih ediyorum. Tabi burada aradığım şey, eski tip dergi anlayışını hissedebilmek sanırım.

Günün birinde çıkacaksa beklemek sorun değil  :D

8
demoscene / Plazma yeni sayılar
« : 14.05.2014 19:19:44 »
Forum yazılımı yeni başlık açmamı önerdi :)
Plazma'nın yeni sayıları olacak mı,  var mı böyle bir uğraş?
Yoksa artık süreli dergi çıkarmanın esprisi kalmadı mı?

9
geyik / Ynt: Analog Sheep
« : 26.01.2014 01:41:27 »
"I miss my Amiga 500" için bir video klip çekmişler. Daha doğrusu hazırlamışlar :)
https://www.youtube.com/watch?v=QaLFAlUp1U8


10
hardware / Ynt: C64/C65 destekli FPGA projesi!
« : 25.01.2014 05:09:07 »
Bunları görünce "milletin hobi olarak yaptığı tasarımları bizim üniversitelerde kaç hoca tenezzül edip yapıyor/yapabiliyor" türünde sorular aklıma geliyor.
Adam bi iyice geliştirip minik bir paket içinde piyasaya sürer heralde  :D



11
fat agnus abla / Ynt: Hosting Tavsiyesi
« : 24.01.2014 13:16:52 »
SadeceHosting'den aylık 10$'a CloudServer kiralayıp, 30gb disk alanında 5-10 tane küçük ölçekli site barındırabilirsin. Linux veya Windows'da manuel sunucu yönetimini bilmiyorsan 10 küsür $'da panele verirsin eder sana senelik 200$ civarı. Kendi yönetim panelinden onlarca işletm sistemin bir iki tıklamayla kurabiliyorsun vs.

CloudServer pahalıysa veya gereksizse, aynı firmanın webhostinglerine de bak. Senelik 40TL'ye güzel bir paket var. http://www.sadecehosting.com/bireysel-webhosting.php

Tabi, ben bu firmayı kullandığım için öneriyorum, yoksa tüm firmaları test etmedim. Anlattıklarımda gayet subjektifim yani  8)

Bir de sistemhost.com var.
2006'den 2011'e kadar şirket e-postası ve sitesini barındırmak için kullandım, gayet ucuzdur, arada sırada sunucu sorunları olur, ftp sorunları olur. Ama sallan yuvarlan iş görür.


12
İlk 6 level için konuşmak gerekirse PC'de oynamak pek sarmadı. Ancak sıkıcı bir yolculukta açıp telefondan, tabletten oynamak eğlenceli olacaktır muhtemelen...
Grafik, ses mevzusunu dışarıdan halledip böyle bol levelli bir oyunu monogame'de tek başına kotarmış olman takdir edilesi.

(edit: düzeltme vs.)

13
tr scener discussion / Ynt: forumlar üzerine
« : 07.01.2014 02:42:26 »
Göz damage'i nedeniyle yazıya demoglobin'de yorum yazamadım. Siyah üstüne açık gri rengi kim bulduysa ellerinden öperim.  :)

Scene odaklı geniş çaplı yorum yapamam, ancak konuyu "internet topluluklarının bölünmesi" diyerek jenerikleştirip şunu arz etmek isterim:

Topluluğu uzmanlaşmış görece dışarıya kapalı, gözden ırak grupların temel sorunlarından biridir bu ayrışmalar.
Zira uzman insanlar genellikle, egosu/kibri yüksek insanlar demektir.
Üstelik egosu yüksek insan mülayim insanı da bezdirir.
X kişi kibirli değilse Y'nin kibrine karşı ya susacak ya da deaktif olup ortamdan silinecektir.

Ben hobi olarak katıldığım feslefe forumlarında çokça karşılaşmışımdır bu durumla. Eski, büyük ve baba bir forum vardır, konuların membağıdır, çok verimlidir. Ancak oradan gelişerek serpilen üyeler zamanla oradaki br takım tutumları beğenmez, tahammülsüzleşir ve kendi anlayışlarına yakın durumdaki insanları da cezbedecek yeni forumlar kurmaya çalışırlar (genelde hüsranla sonuçlanır).

Bu ayrışmanın ve tahammülsüzlüğün diğer nedeni ise kişiler arası samimiyet seviyesinin daha az samimi olunan insanları sanal olarak "itiyor" oluşudur. Bu itiş, kopmayı hızlandırır.
Bir yerde forum yönetimi çok samimi kişilerden oluşuyorsa, haliyle diğer düz vatandaşlar ufak haksızlıklar, düşüncesizlikler karşısında kırılıp, uzaklaşırlar.

Hem üyeler hem de yöneticiler için, forumu fazlaca benimsememek, sahiplenmemek sağlıklı iletişim için önemlidir. Üyeler üzerinde foruma ve yöneticilere karşı belirgin/keskin bir fikir veya duygu oluşturmamak çok önemli.
Yani tamam sunucunun parasını veriyorsun, ama bu artık halka maloldu. Herkese nötr görünmelisin.

Mesela ekşi sözlük bu yüzden çok güçlü ve yönetimden birilerinin herhangi bir şeye örtülü müdahalesi açığa çıktığında tepki çığ gibi oluyor. ssg ta en başında beri "aga burada benim ve amcamın oğlunun dediklerine ters bişe diyilmiycek!" deseydi, zaten ordan bi cacık olmazdı. Ama adam öyle bir nötr yaklaşım sergiledi ki ortam bir anda "özgürlük, serbestlik" merkezi oldu.

Başta da dediğim gibi senin anlatmak ve konuşmak istediğin şeyin bağlamının oldukça dışında ama insan duygu/düşünce dünyasıyla da alakalı jenerik bir takım yanlış yaklaşımlar süreçte negatif etkiler üretebiiyor.
Böyle basit durumlar ortaya çıkınca en zeki, usturuplu adam bile "alın forumunuzu başınıza çalın" diyerek ergenleşebilir, normaldir. 
Bitti.  8)

14
Tanışma / Ynt: alobarnon
« : 05.01.2014 03:31:34 »
Böceklerin, evrimin en sağlam taşlarından canlılar olarak milyonlarca yıldır var oldukları gerçeğini es geçmemek lazım.  :)

Her şeyi bilmek veya çoğu şeyi "yeterince" bilmek, benim gibi ortalama zekaya sahip insanlar için mümkün değil mesela.
"Çok zekalıyım bildiğiniz gibi değil, dedem bana eskişehir'li aynştayn diyor" gibi bir mevzu yoksa, bir kaç şey üzerinde uzmanlaşarak başarı hedeflemekten başka şansı olmaz insanın.

Hele tembel, iç disiplinden yoksun biriysen yaşın 50'ye gelse hala ilk başladığın yerde dolanır durursun.
Benim 18 yaşında gitar alıp 32 yaşında hala tremolo, manyetik nedir bilmemem gibi...

He tabi işi hepten de mala kesip; "aga ben yalnızca 3 numara somun sıkarım başka da bir iş yapamam, bunda uzmanlaşıcam" a vurmamak lazım.  8)

15
Programlama dillerinin insan ve makinaya yakınlık bakımından seviyelere ayrıldığını biliyoruz.

CPU emirlerini yukarıdan aşağıya işleyen, basit dallanmalarla bir takım mantıksal mekanizmalar sunan diller var. Aslında çok farklı donanım mimarileri için farklı farklı makrolar çalıştıran bir kaç major assembly dili veya tek başına makine dili var diyelim.

Bir de donanımla doğrudan hiç bir ilişkisi olmayan, aslında tümüyle uygulamaya yönelik diller var. Javascript, Python, PHP, Java vs.

Örneğin onlarca farklı cpu ve binary biçimi için javascript yorumlayıcısı var.
Javascript'i kullanan biri arkaplanda işin nasıl yürüdüğüyle ilgilenmiyor. Javascriptin kendi hafıza yönetimi, tür esnekliği mevcut. Yani dil bunları ve burada saymadığım onlarca işi gayet güzel, verimli yönetebiliyor.

Öyleyse bu seviye işinin esasında bir donanımdan soyutlanma işi olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi içerisinde bulunduğumuz durum zaten yeterince donanımdan soyut aslında.

Buna göre "Konuşur gibi program yazılabilir mi?" veya  "Yakın Gelecekte Herkes Program Yazabilecek Mi?"

Çok spesifik problemler için bu mümkün olmasa bile, gelişen donanımlardan bağımsız olarak mümkün gibi görünüyor bence. Ve bunun donanımla değil de dil algılama mekaniğinin çözümlenmesiyle ilgisi var.

Yani problem yalnızca bilgisayarla ilgili de değil. Dil bilimi, yapay zeka, örüntü analizi, veri madenciliği gibi farklı bilimsel mecraları da işin içine katarak birlikte yürütülmesi gereken bir konu bu.
Üstelik çok büyük verilerin hızlıca analiz edilmesi gibi gereksinimler de var olduğundan belki bu günün bilgisayarlarıyla deneysellikten öteye gidemeyecek bir süreçten bahsediyoruz.

Ben bir masal anlatıyorum ve beni dinleyen beyinlerin %95'i masalı tam da benim anlattığım gibi anlıyor değil mi? Ne kadar ayrıntıya girersem o kadar iyi anlıyorsunuz.
Bunu beyin nasıl gerçekleştiriyor, biz bu işi bilgisayarda nasıl modelleyebiliriz?
Soru bu olmalı gibi...

Sayfa: [1] 2 3 ... 9