İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - wizofwor

Sayfa: [1] 2 3 ... 6
1
Forum yöneticilerine bir önerim var. Mutlaka haberiniz vardır, forum sitelerini cep telefonları üzerinden takip etmeyi kolaylaştıran tapatalk adlı bir yazılım var. En güzel özelliklerinden biri de foruma mesaj atıldığında telefona bildirim gelmesi. Sistemin çalışması için foruma bir eklenti kurmak gerekiyor. Retrojen yakın zamanda bu sisteme geçti. Faydalı olduğunu da düşünüyorum. tr-demosene için'de Tapatalk kurmayı düşünür müydünüz?

2
Tanışma / Ynt: Merhaba
« : 22.03.2015 22:36:30 »
Selamlar,


tr-demoscene'e hoş geldin.

3
coding / Swift
« : 03.06.2014 14:37:23 »
Swift'e bakan oldu mu? Fikirleri alayım.

4
demoscene / Ynt: Plazma yeni sayılar
« : 16.05.2014 19:25:49 »
Yazılan yazılar neden belli bir platforma adanmış olmak zorunda? Pekala birisinin foruma, ötekinin bloğa yazdığı, berikinin yan cebinde saklayıp hiç bir yerde yayınlamadığı yazılar da editör elinden geçtikten sonra dergide yer alabilir. Sonuçta herkes tüm bu alternatif ortamları takip etmiyor.

5
7dx / 7dx 2014 Parti Raporları
« : 05.05.2014 08:52:41 »
Bu sene katıldıklarım arasında en geç gittiğim parti oldu sanıyorum. Kabin Cuma akşamı bitmedi, hala dremel çalıştırmam gereken ufak işler olduğu için Cumartesi öğleye kadar –malum komşular uyuyor- beklemem gerekti. Son dakika çıkan tersliklere rağmen (Kablo seçen priz, su koyveren menteşe, kısa kalan vidalar daha neler neler) bir şekilde kabini toparlayıp bitmeyen kablo işlerini mekanda halletmek üzere arabaya attım. Evde elektronik namına ne malzeme varsa hepsini de yanıma aldım.

Saat 5-6 gibi parti mekanına geldiğimde girişte beni Nebraska’nın Ankara’dan getirdiği Mackintosh Classic karşıladı. Photoshop’un ilk versiyonlarını çok merak ediyordum ama maalesef disketleri kopyalayamamış. Onun yerine bir kelime işlemci çalıştırdık. MacOS’un benim onayıma ihtiyacı yok ama siyah beyaz olması haricinde dört dörtlük bir sistem olduğunu söyleyebilirim. Zamanının çok ötesinde bir sistemmiş hakikaten. Bir an önce kabini çalışır hale getirmem gerektiğinden çok fazla inceleme fırsatım olamadı.

İçerde Özay arduino tanıtımı yaparken, Mathman Gökçe’nin Amiga’sına sistem kuruyordu. Sanıyorum Gökçe’nin makinelerine sistem kurmak Haldun’da ayrı bir hobi haline geldi.

Kabini tam ortaya kurmuştum zaten. Vakit kaybetmeden işe koyulmam lazımdı ancak elim bir türlü havyaya gitmiyordu. Sağolsun Kirkoryan, yolda gelirken kopan AC kabloları yenileyerek ihtiyacım olan ilk gazı verdi. Peşinden ben de oturup güç joystick kablolarını yaptım ve kabini hizmete açtık. Ama oyun yok! Getirdiğim onlarca disket arasında tek çalışan oyun İK+. Neyse bu sırada eşim arkadaşlarıyla birlikte gelerek ilk testi yaptılar. Bu sırada Özayla beraber Gökçe’nin A1200’ü nü ve external floppy’sini ve biraz önce firmware atılmış taze Cortex’i alarak hemen bir kopya sistemi oluşturduk. Ve oyun çekmeye başladık. Sonrası arkadaşların çektiği videolarda var zaten.
Bu kabinle ilgili en güzel anım Lotus’un ikiye bölünmüş ekranında Arda’yla aynı anda aynı Nick’i yazmamız ve peşinden aynı anda sende mi diye sormamız oldu. Evet, arcade makinelerinde kullandığımız üç harfli nicklerimiz aynıymış. Bol bol kahkaha attığım, finish çizgisinin hemen önünde kalıp kabini yumrukladığım çok eğlenceli bir gece oldum. Sürekli olmamakla beraber  5’e kadar oyun oynadım galiba.
Benim kabinden kafamı kaldırıp baktığımda Özkan’ın getirdiği Naomi tam bir bombaydı. Sadece sistemin kalitesi değil, yüksek çözünürlüklü 3D grafiklerine rağmen buram buram retro kokan oyunları da şahaneydi. Zaten hiç boş durmadı sanıyorum.

Özellikle gece 2-3’ten sonra dönen geyiklerin de bini bir para zaten. Skate’in artık bir klasik haline gelen yut dışındaki partiler çok süper oluyor muhabbeti her zamanki gibi çok manidardı. Çocuk gelişiminde bilgisayarın yeri zaten uzun zamandır konuştuğumuz mevzu ama, muhabbetin bir ara şeker ölçüm cihazının ince ayarlarına gelmesi sanırım kitlenin giderek yaşlanmaya başladığının bir başka emaresi.
Ürünlere geldiğimizde Arcane’in çalıştığı resmi bitirememiş olması beni üzdü. Çok güzel bir iş çıkacaktı ama biraz daha gaza ihtiyacı vardı sanıyorum olmadı. Savagery hem pixel hem de Chiptune’da yarıştı. Chiptune’u çok iyiymiş ancak benim dürüm siparişiyle çakıştığı için dinleyemedim. İçimde yaradır. Joker_’in yoğunluğu belli, Aralığa zor ürün yetiştiriyordu, bu kısa sürede bir şey hazırlayamamış olması beni şaşırtmadı ama üzdü. Ufak bir intro tarzı bir şey çıkarabilseydi iyiydi.

Sonuçta katılım olarak çok parlak olmasa da beni tatmin eden, ancak ürün bakımından biraz kısır bir parti oldu. Önümüzde koca bir sene var bunun acısı seneye çıkacak diyorum. Bu sefer birden fazla dalda bir şeyler hazırlamak lazım. Bakalım göreceğiz.

6
Öncelikle tebrikler, daha önce oynama fırsatım olmamıştı. Alcofribas'ın ısrarı üzerini indirdim, ara ara oynuyorum. Diğer arkadaşlar kadar yetenekli değilim ki 19. bölüme kadar gelebildim. Eğer bu sadece oyun yazmak için yapılmış amatör bir çalışma olsaydı 10 üzerinden 9 verirdim. Ancak işin ticari boyutu da olduğu için biraz eleştiride bulacağım. Programlama açısından eyvallah. Her şey olması gerektiği gibi olmuş görünüyor. Ancak artistik açıdan biraz zayıf kalmış. Burada artistik açı kavramını içinde oyun tasarımı da dahil ederek kullanıyorum. Bir oyunu oynatmak için oyuncuya bir sebep vermek gerekiyor. Senin durumunda bu sebep oynayış tarzı değil. Tarz olarak Forbiden Forest'e benzer oyun çok var. Worms'tan tut artillery duel'e kadar gider. Oynayış tarzından başka grafikleri veya bulmacaları öne çıkarabilirsin. Sempatik grafikler (cut the rope tarzı) oyuncuyu oyuna bağlıyor. Bir de bulmacaları daha ilginç hale getirebilirsin. Çeşitli temalar, ve bulmacaların içinde göndermeler vs. olabilir. Atıyorum bir bölümde örümcek adam köstümlü bir örümcek koy mesela. Veya odunlarla bir şeyler yaz vs. Bir amaç ekleyebilirsin. 10 bölümde bir bir haritanın parçasını bulmak gibi oyuncuyu şimdi ne olacak diye merak ettirebilirsin. Ve biraz daha hareket. Arka fondaki ağaçların yapraklarını hareket ettirmek gibi veya dalların arasından süzülen ışık hüzmeleri gibi.

7
c64 / Ynt: 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 07.02.2014 17:10:11 »
@Nightlord: Yanlış anlaşılmasın benim 6502 RISC'tir diye bir iddiam yok. Ama RISC/CISC kavramlarını ilk öğrendiğim günden beri aklımda canlanan düşünce bu yöndeydi. Sen hayır o CISC'tir deyince bir an ters köşeye yattığımı düşündüm ama çabuk toparlandım sanırsam :)


Not: Yukarıdaki örnek kodları ve açıklamaları düzelttim. Ufak tefek 1-2'de comment ekledim.


Yan soru: 'most/least significant byte' terimi için kullandığım 'yüksek/düşük ağırlıklı byte' çevirisi doğru mu? Yoksa biraz Microsoft Türkçesi mi yaptım?

8
c64 / Ynt: 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 03.02.2014 21:42:48 »
6502'de pipelime olduğu fikrini skate'in videosunda 35:08'den sonraki instruction decocoding ve timing generator muhabbetinden edindim. Yanlış mı anladım acaba? 

9
c64 / Ynt: 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 03.02.2014 10:39:13 »
@Skate: Senin deyiminle rastgele döküman okuyup takılırken, CBM prg studio'nun içersindeki assembler'ın STA (POS+2,X) kodunu hata vermeden derlediğini ve doğal olarak derlenen kodunun çalışmadığı ile ilgili bir yazışmaya denk geldim. Buradan bir merak uyandı. Sizlerden: "Çünkü X registeri hede, Y registeri hödö durumlarında kullanılmak için düşünülmüştür." gibi bir cevap beklerken konu birden derinleşti. Bu altta yatan sebep olayının da oldukça hoşuma gittiğini inkar edemeyeceğim.

@Nightlord: 6502 görece basit bir işlemci olduğu için bende hep RISC algısı oluşturmuş. Baktığımız zaman her cycle'da bir komut işleyemese de pipeline olayı 6502'de de var. Hardwired decoder'dan zaten bahsettik. Yani RISC konseptine ait bazı esinlenmeler olmakla beraber kompleks adresleme modları ve ALU'nun direk bellek üzerinde işlem yapabilmesi gibi kesinlikle CISC tarzı yönleri de var. Kısaca "best of both words" durumu var. 6502.org'da nonCISC, pre-RISK gibi tanımlandığı da gördüm. Sanki Chuck Peddle maliyeti düşürmek için kastırırken istemeden doğru yolu bulmuş gibi.

10
c64 / Ynt: 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 02.02.2014 23:31:23 »
Skate'in linkini verdiği video ilaç gibi geldi. Aslında daha önce denk gelmiştim fazla teorik/akademik olacağını düşündüğümden izlememiştim. Hata etmişim.

Anladığım kadarıyla işlemcinin decoder ve sequencer kısımlarını basit tutmak için opcode'lar minimize edilmeye çalışılmış. Kullanılan decoder & sequencer sistemi olayın sorumlusu. Aynı zamanda illegal opcode'ların da sebebi. Sorularımla elektronik mühendisliğinin konularına çoktan girdim, derinlere doğru gidiyorum ama acaba Nightlord'un bahsettiği microcode sisteminin kullanılmaması RISC felsefesinin bir getirisi mi? Yani bütün RISC işlemcileri aynı decoder & sequencer sistemini mi kullanılırlar?

Video hakkında yazmam gerekirse: "Who has been on the the original design team." espirisi bayağı iyimiş. 6502.org ekibinin işlemcinin orjinal tasarım dökümanları ve tasarımı hakkında hiçbir bilgiye ulaşamamış olması çok ilginç geldi. Bir çok insanın merakını cezbeden bu state-of-art ekipmanların tasarımcılarının gözünde standart bir iş'ten öte birşey olmaması çok garip. Aynısını Dave Haynie'nin bir röportajında okumuştum. VIC-II'nin özelliklerini nasıl seçtiklerini anatırken elimizdeki işlemci ve TV standartlarıyla yapılabileceğin en iyisini yaptık diyordu. 16 renkten fazlasını kullanmayı veya daha çok sprite göstermeyi vs. hiç düşünmemişlerdi. C128'i için tekrar debug'la uğraşmamak için VIC'i olduğu gibi bırakmışlardı vs. C64'ün sevenlerinin çok beğendiği, sevmeyenlerinin dalga geçtiği renkleri de Chroma değerleri arasında sabit açılar olacak şekilde luma değerleri de birbirinden farklı olacak şekilde (S&B monitörde de kullanılabilmesi için) seçildiğini biliyoruz. Muhtemelen bu renklere çalışacak grafikerleri pek fazla düşünen olmamıştı. Steve Wozniak gibi adamlar olmasa iyiden iyiye takıntılı olduğumu düşünmeye başlayacağım.

Bu arada benim için bu başlığın en büyük getirisi: "64K Ram system 38911 bytes free" yazısının rom'dan okunan sabit bir şey olduğunu zannediyordum. Halbuki bütün Commodore bilgisayarlarında kullanılan sabit bir kod her seferinde hafızayı sayıp 38911'i bulup yazıyormuş.  Bunu öğrendim.

@Nightlord: koda bakamadım. Vaktim olunca düzelteceğim.

11
c64 / Ynt: 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 01.02.2014 11:53:40 »
Beklediğimden çok daha detaylı cevaplar gelmiş. Şimdi elimizde iki adet adresleme modumuz var. STA komutu için yazarsam:

Zeropage indirect indexed addressing:
Bu mod sadece Y yazmacıyla çalışıyor. 16 bitlik bir adresi zeropage'de iki bayt ile göstermeye yarıyor. Düşük öncelikli baytı işaret ettiğimiz adrese, yüksek öncelikli baytı bir sonraki adrese yazıyoruz. CPU önce zeropage'e gidiyor. Zeropage'de gösterilen adresi okuyup, index kadar ilerisine gidip akümülatörü oraya yazıyor.

Kod: [Seç]
POS = *$1000

LDA #$00
STA POS+2         ;#$1002 = $00
LDA #$04
STA POS+3         ;#$1003 = $04


LDA #$20
LDY #$29
STA (POS+2),Y    ;#$0429 = 20

Buradaki örnek kodda STA komutu POS+2 ve POS+3 adreslerinde $00 ve $04 değerlerini okuyup $0400 adresini buluyor, $29 bayt ileri gidip, $0429 adresine (ikinci satırın başına) $20 değerini yazıyor. 

Zeropage indexed indirect addressing:
Bu modda ise tam tersi bir durum var CPU belirtilen adresten sonra index kadar yürüyüp orada gördüğü değeri uygulama adresi olarak kullanıyor.

Kod: [Seç]
POS = *$1000


LDA #$29
STA POS+2           ;#$1002 = $29
LDA #$04             
STA POS+3           ;#$1003 = $04


LDA #$20
LDX #$02
STA (POS,X)          ;#$0429 = 20

Buradaki örnek kodda STA komutu POS adresini okuyup 2 bayt ilerden POS+1 ve POS+2 adreslerinden $29 ve $04 değerlerini okuyor. Sonucunda $0429 adresini buluyor ve buraya (ikinci satırın başına) $20 değerini yazıyor.

O zaman zeropage indexed indirect adressing modunu önceden belirlenmiş alanlarda efekt göstermek gibi işlerde kullanabiliriz. Bir vektör tablosu oluşturup, kodumuzun farklı index değerine göre farklı adreslerde çalışmasını sağlayabiliriz. Peki X ve Y yazmaçlarının farkı nereden geliyor? Neden ilk metodda sadece Y kullanılırken ikincisinde sadece X kullanılabiliyor?

12
c64 / 6510 adresleme modları üzerine bir soru
« : 31.01.2014 18:29:04 »
STA POS+2,X ve STA POS+2,Y kullanımları doğru. Ancak STA (POS+2,X) kullanımı yanlış. Parantez kullanacağımız zaman STA (POS+2),X şeklinde X'i dışarda bırakmak gerekiyor. Y yazmacı için tam tersi bir durum var. STA (POS+2,Y) şeklinde kullanmak gerekiyor.

Peki X ve Y arasındaki bu farkın sebebi nedir? Daha önemlisi parantez kullanımının amacı nedir? Sonuçta bu komutların hepsi akümülatördeki değeri POS+2+X(veya Y) adresine kopyalamayacak mı?

13
hardware / Ynt: C64/C65 destekli FPGA projesi!
« : 28.01.2014 18:26:08 »
Birilerinin C65 ile uğraşıyor olması çok sevindirici bir şey. Bu projeden hiç bir şey çıkmayabilir. Ama en azından bir başka projeye ilham olur. Böyle böyle sonunda bir c65 emulatörüne veya bir FPGA core'una kavuşabiliriz. Esas sorun bu saatten sonra bu cihaz için yazılım çıkar mı? Bu da biraz scene'in ilgisine bağlı. DTV2'nin ilave özelliklerinin pek rağbet görmemesine bakarak pek de umutlu olmamak lazım diyorum.

14
pc / Ynt: ARTILLA bitmemiş oyun projem:)
« : 13.01.2014 14:28:40 »
Eğer ticari düşünüyorsan yol yakınken multiplatform olayını düşünmelisin bence. Ben Mac versiyonu olmayan oyunu almam mesela. Bir diğer arkadaşım illa PS3 versiyonunu bekler. Bir çok insan da tablet oyunlarına para yatırıyor deli gibi.

Eğer en başından kullandığın araçları portability göz önünde bulundurarak seçersen, farklı platformlara için sadece debugging kısmını iki kere yapmış olursun. Ama en başından platform spesific araçlarla işe girişirsen sonradan port etmek o platform için oyunu baştan yazmak oluyor.

15
Steam, itunes, google play gibi kaynaklardan satış yaparken de yine bu işlerle uğraşmak mı gerekiyor? Bahsettiğimiz eğer çok iddialı bir iş değilse tescil'in faydası nedir?  ısim hakkı vs. olaylar için tescil gerekli ama kültür bakanlığının tescilinin yurt dışında geçerliliği var mı? Malum global bir dünyada yaşıyoruz.

Sayfa: [1] 2 3 ... 6