evet hatta bu gidiste, kavun, peynir, tarator falan da goturelim. Komple raki kulturunu tanisin adam

bence buraya çağırın adam gibi, boğazda rakı-balık yapsın.

andırıyor? aynısı yahu...
http://img2.blogcu.com/images/h/a/z/hazirtarih/osmanli_armasi_8.jpg

 evet ben de sevdim aslında, evet barbarız ulan biz sonunda sizi de ele geçireceğiz nasıl olsa, varın, şimdiden katılın bize..

sanırım bunu yarın politik sinema dersine örnek olarak göstereceğim.

buymuş:

Some fans have spotted a Turkish connection, can you explain that?
 I married into a Turkish family. The song that accompanies the movie was something the wife played for our kid over and over again. After hearing it a dozen times I was like "This is the most militaristic children’s song I’ve ever heard!" When the chorus comes in I could practically see the fighter jets soring over head. So the song inspired the film.
 I also wanted to recreate the Klingons in my own image. I never liked the long haired Viking Klingons of the later series. They were just too dumb and violent to be believable as a space-faring race. So I began to Ottomanize them a bit – make them more civilized, more beautiful, more intelligent. It’s pretty much a love letter to my wife. She inspires me a lot. What better way to honor her than to make sci-fi’s most loved aliens Turks?

Ben de zaten "samimiyet kaybolsun" demiyorum ki, sadece demoscene artık "para kazanılan" cracking scene'den birhayli ayrıldı ve grup elemanarı artık kendilerini uygun yerlere koymalılar.

Yani demoscene forumlarında artık çekişme ve sürtüşme değil, bilgi paylaşımı olmalı. Elbette tatlı bir yarış olması herzaman güzeldir, ama ne bir türkün elinden çıktı diye alt sıralarda kalan bir demo eğlencelidir, ne de fi tarihinde çıkarlar sürtüştü diye birbirine söven eski scenerları görmek sevindiricidir. ışin özü bu olmamalı.

Benim aydın'dan kastım, scene'in ünsal oskay'lardan oluşması değil, fakat popüler kültürün dikte ettiği zırvalardan arınabilecek kadar akıllı bir scener beklentisi idi. Ha şimdi diyeceksin ki, scene popart değil mi? Ama yaratmak başka, tüketmek başka.

Scene'in kökeni, doğuşu "çoluk çocuğun" bir araya gelip crackler yapması, intro kodlaması ve birbirlerinin gruplarına bok atması değil midir? Niye scenede aydın arayalım ki, işin özü şimdi 30-40 arası olan o çoluk çocukların aynı davranışları devam ettirmesidir. Aydınlar çıkacaksa yeni jenarasyonlardan çıksın (ki bence o da gereksiz), eski jenarasyon o çoluk çocuk ruhunu korumalı bence.
 değil "çocukluk".

tabii, eğer scene'in özü buna dayalı diyorsanız korunması mantıklı olabilir.

Yine de (bence) scene bizimle beraber büyüyor ise, ve bizler artık çocuk olmadığımıza, çocukken takıldığımız birçok şeyi açıklayabilecek hale geldiysek, scene'de bizlerden oluşan birşey ise, biraz olgunlaşmasında bir zarar yoktur.

yok olursa easter da olacagini biliyorum da, benim asil sorum, butce, sponsor, mekan olaylarini naaptilar cozduler mi falan seklinde (gecen sene bingen yetkilileri ile problemler falan cikmisti)

Bir de kanımca bu adamlar bu organizasyondan hem keyif alıyorlar hem de biraz para kazanıyorlar, bu sebepten 1000 kişilik bir partiyi bırakmak istemezler (gibi geliyor bana).

ışin kötüsü ben ikinci bir lisans okumak istiyorum birkaç sene sonra. ılgi duyduğum bir konuda keyfi amaçlı elbette ki. Koşullar ne kadar olumsuz olarak değişmişse o kadar çabuk bırakırım ya da başlamadan vazgeçerim bu hayalimden. Yıllar ilerledikçe eğitim ortamları daha rahat hale gelmeli, geri gitmemeli.

bunu bir arkadaşım yapıyor (ispanyol diline başladı) fakat görünüşe göre önceden verdiğiniz dersleri (inklap tar., türkçe vb.) tekrar vermen gerekecek

olm manyak mı senin okulun? cumartesi sınav mı olur ya?

Bilmiyorum ama bu manyaklığa biri dur demeli. Bizim okulda da son 2 yıldır cumartesi sınavları moda oldu. Bunun temel sebebi okulların aşırı doldurulması. Derslik *ve* öğretmen bulma zorluğu sınav haftalarına sığmayan programlar öğrenci *yine ve* öğretmenleri okula getirttiriyor.

Başta "ben bu programı yapanın taaaaa..." diye başladığım sözcükler aslında yanlış hedeflenmişti, tamam kısmen program yapıcılarının da suçu var (durumdaki yanlışlığı görüp bağırıp çağırmıyorlar) fakat daha çok üstlerine yaranmaya çalışan dekan, bölüm başkanı hatta rektörler daha da suçlu. Son sözüm ise medya patronlarından aşağı kalmayan ve bir türlü paraya doymayan "sözde vakıf" üniversitelerinin heyet başkanı kılığında gezen patronlarıdır.

Bu hızla ve fütursuzca büyüyen okullar çok kırılgan hale de geliyorlar:
herhangi bir sebepten bir yıl okula öğrenci kaydı azalırsa açıkta kalan onlarca öğretmen, düzgün eğitim alamayacak öğrenciler ve boş sınıflar olacaktır. Bak damarıma basıldı çok konuştum, umarım 7d9'da görüşürüz.

Donation ile ticari gelir elde etme olayını birbirine karıştırmamak gerekiyor bence. Wikipedia'nın içeriğini community oluşturuyor ancak milyon dolarlık donationlar Wikipedia'yı geliştirenlere gidiyor. Database boş bir biçimde işe yaramazdı öyle di mi? Hatta hatta parayla satılan ve hala donation kabul edilen uygulamalar var. Adam sana programı diyelim ki 25$'dan satıyor. Diyor ki "al sana full lisans, ama eğer gerçekten sever ve üzerinden iyi kar edersen beni biraz daha görürsün". Özetle belgeselden ticari gelir elde edecek olsalar bile donation bambaşka bir noktada değerlendirilmeli bence.

ıyi de "donation" bağış olsa da, bu adamlar dilenci değil Sonuçta "film çekmeyi" sebep gösterip bağış topluyorlar.

Senin verdiğin örneklerde eline full version bir program ya da wikipedia'nın network altyapısının (reklam almadan) işler durumda olması sağlanıyor. Bu filmde ise elimize geçen bir belgesel, fakat herhangi bir tv kanalında bir kere gösterildiği anda tüm borçlarını ödeyecek bir film. Öyle ise donation neden? Bu durumda James Cameron da "terminator 5" için donation toplasın?

Yani konsept olarak haklısın, "donation", karşılık beklenmeden verilen bir paradır. Ama burda bir tuhaflık var.