İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - deniz

Sayfa: 1 [2]
16
Tekrar merhaba, yanlış anlaşılmayı düzeltmek için mesajı okurken yanlış bir anlama yapmışım, bunu düzelttiğin için teşekkürler. :)

Aslında ben senin kendini gizlediğini kastetmemiştim, sonuçta bu forumu takip edenlerin kimliğinden haberdar olduğu ortada. - e ben de bir takma isim kullanmadığıma göre problem yok.

oyunyapimi.org daki girdi habere yorum olarak yapılmıştı tarafımdan.. açıkçası bu panel tarzı şeyleri düzenleyen insanlardan edindiğim izlenimler ile o cümleyi sarfetmiştim, sonuçta panele katılmak basit bir işti, ama sobee gibi sektörün önemli bir oyuncusu bunu reddetmişti. - o zaman da bu beni biraz kızdırmıştı - yalan söylemeyeceğim.. Bence bu noktada sobee nin kapalı davranmasının da rolü yok değil. Sonuçta bazen bir firma olarak yaptığınız yada yapmadığınız şeylerin sebeplerini insanlarla paylaşma durumunda kalıyorsunuz, eğer siz açıklama yapmazsanız da insanlar ellerindeki parçaları kafalarına göre birleştirip yorumda bulunuyorlar doğal olarak.

Keşke aramızdaki iletişim çok daha kuvvetli olsa da bu tarz -ki genelde üçüncü kişilerin taşıdığı haberlerden, ve duyumlardan kaynaklanan- tartışmalar/sürtüşmeler yaşanmasa.

saygılar, sevgiler.

deniz.

17
selamlar, forumun sıkı bir takipçisi/okuyucusu, fakat tr de demo yada scene adına herhangi bir üretkenlik sergilememek - sergileyememekten ötürü, yazılı olarak bir katılımda bulunmamayı tercih eden birisi olsam da hydrogen in bu mesajına birşeyler eklemek kendimce bazı noktaları da düzeltmek istemekteyim.

Öncelikle; hydrogen in "odtü destekli" olarak bahsettiği hükümran senfoni ismindeki proje bundan yaklaşık 2 - 2.5 sene önce yapımına başlanmış, birkaç başarısız prototiplendirme süreci denemesi, 20 - 30 kişi arasında değişen yazılım kadrosu değişimleri, yenilen kazıklar, işi bilmeyen adamların sözlerini yerine getirememesinden doğan gecikmeler, ve bir sürü sil baştan sonra tamamen yenilenen ve küçülen bir çekirdek ekip tarafından 6 ay gibi kısa bir zamanda prototiplendirlmiştir. Bu "prototip" çalışma ile 2. kez GDC ye gidilmiş pekçok (20 yi aşkın) yayıncı firma ile görüşülmüş, anlaşma sağlanamamış, global oyun sektörüne bir giriş yapabilmenin bir prototipten çok daha fazlasını gerektirdiği tecrübesi edinilerek proje rafa kaldırılmıştır. Giderleri minimuma indirebilmek için kadro iyicene küçültülmüş, firma için finansal bir çıkış noktası olarak belirlenen browser tabanlı bir mmo strateji oyununun çalışmalarına başlanmıştır. (tam olarak bundan 1 sene önce oluyor bu olay).. 6-7 ay gibi bir sürede bu oyun bitirilmiş, türkiye yayıncısı olarak mynet ile anlaşılmış, 1-2 ay öncede oyun mynet oyun servisi altında beta olarak oyuncuların beğenisine sunulmuştur. Belki bu oyunun getirdiği tanınırlık, belkide bitmiş bir ürünü ortaya koymanın yatırımcıya verdiği güven, yada tamamen şans eseri olarak hso projesinin ardından oyunu  geliştiricisi olan ceidot ekibinin finansman problemleri ortadan kalkmaya başlamıştır. Ardarda çeşitli yatırımcılar ile oyun anlaşmaları imzalanmaya başlanmış, ekip 4 kişilik çekirdek kadroıdan bugün yaklaşık 15 kişilik bir boyuta ulaşmış. Aynı anda 3 adet farklı proje üzerinde çalışır hale gelmiştir. Anlayacağınız ceidot budur, bu bilgilere biraz google araştırması yapan herkes ceidot ekibi ve ekip lideri erkan bayol un birçok yerde çıkmış onlarca röportajından da rahatlıkla ulaşabilmektedir.

Hükümran Senfoni projesinin (ki proje rafa kaldırıldı) yada Céidot yazılım ekibinin üzerinde çalıştığı herhangi başka bir projenin ODTÜ yada herhangi başka bir 3. kişi yada kurumdan "destek" alması gibi bir durum söz konusu değildir. Ceidot odtü teknokent te faaliyet gösteren bir yazılım şirketidir (diğer 10 larca şirket gibi). Aslanlar gibi kirasını, suyunu, elektriğini fazla fazla ödemekte; "oo gençler oyun yapıyorlarmış, aferin, aferin" dışında da kimseden destek felan almamaktadır. Hayır ben bu destek lafına kılım da ondan bu kadar agresifleşebiliyorum, çekilen onca çileden sonra bir grup insan tamamen kendi çabası ile ayağa kalkıp ve dahi yürümeye başladığında "falanca destekli proje " olarak adlandırılmak insanın biraz gücüne gidiyor bundan olabilir.

ATOM olayına gelirsek; ATOM yani Animasyon Teknolojileri ve Oyun Merkezi, ODTÜ teknokent yönetimi merkezli olarak ortaya atılan (bakın odtü teknokent yönetimi - direk olarak orta doğu teknik üniversitesi değil) ve türkiye de oyun sektörü adına eğitim verecek üniversite çatısı altında bir oluşum meydana getirmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Dünya üzerindeki örneklerinden birebir etkilenilerek (araştırılarak) meydana getirilmiş, -iyi niyetli bir çabanın ürünüdür-. Eğer burada verilen eğitim programları sonucunda oluşturulan oyun geliştirme gruplarından sadece biri bile ileride odtü teknokent çatısı altında şirketleşebilirse; ATOM kendini başarılı görebilecektir. şu an için milyon dolara yakın yapılan girişim harcamasının elbetteki -hiçbir- maddi kazanç kaygısı düşünülmeden yapıldığını sanmak bir yanılgı olacaktır. ATOM eğer ortaya bir şirket, yada oluşum çıkarılabilirse bu oluşumun elbetteki en büyük ortağı olacaktır. -bakın ATOM ortağı olacaktır diyorum- Bu oluşuma destek verdiğini deklare eden kişiler yada biz ceidot gibi "danışma kurulunda" yer alan şirketler değil..

Ceidot bu oluşuma "sırf oyun sektörüne bir enerji getirebilme ihtimaline karşı" destek vermektedir. Buradaki destekten kasıt; danışma kurulunda yer alma, ihtiyaç duyulduğunda çeşitli seminerler verme düzeyindedir. Ceidot bu desteğine karşın herhangi bir maddi geri dönüş talep etmemektedir. (ki eğer firmaya adam/saat olarak ciddi bir yük oluşturuyor olsa idi, ATOM dan bu konuda maddi bir karşılık beklemek durumunda da kalabilirdi, bu da gayet doğal bir şeydir.)

Neyse demem odur ki ankarada esen havalar bu şekildedir. ATOM içinde bir gurup genç ve hevesli insanı bulunduran şu an için bir yaz kampı tadında bir oluşumdur. ıleride bu oluşumdan gözle görülür bir iş çıkıp çıkmayacağı şu an için belirsizdir. Türk oyun sektörü emeklemektedir. Ortaya yeni firmalar çıktıkça, yeni işler yapıldıkça büyüyecektir, büyümelidir. Ceidot ankaradaki firmaları, istanbuldaki firmaları, izmirdeki firmaları, kısaca sektördeki tüm oyuncuları sevmektedir, yeri geldimi takdir etmekte, ama haklı olduğunu düşündüğünde ise eleştirmekten de kaçınmamaktadır. Bu eleştirileri de herzaman için açıkça kendini gizlemeden ortaya yapmaktadır. Açık bir firmadır, yaptığı herşeyi her platformda insanlarla paylaşmaktan kaçmamaktadır. Böyle bir yerdir - güzel insanları çalıştırır. :)

sevgiler.

deniz.

18
demoscene / piskopat
« : 18.02.2007 18:53:41 »
piskopat. david lynch tadında bir çalışma. yok biz zaten teknik olarak aştık da, siz artık alın bu demoyu nasıl anlarsanız öyle anlayın, diyerek yapmışlar düşünceme göre.

bunu izledikten sonra bir iki tane oldschool çalışma izleyip tekrar gerçek dünyaya adapte olmak gerekiyor, en azından bende bıraktığı etki böyle oldu. (oda karanlık iken seyretmese miydim acaba?)

19
diğer projeler... / ÇizBakalım
« : 28.12.2006 18:03:34 »
selamlar,

böyle birşey yaptım. gelin oynayalım.

www.cizbakalim.com

20
geyik / buyrun burdan yakın...
« : 17.10.2006 14:40:01 »
Öeh, bunu yapan bunu da yapmış.. lem biz o yaştayken joystickle bik bik oyun oynuyoduk, gitar için biraz yaşlanmışmıyım ne.. :)

http://www.youtube.com/watch?v=s-ZZqJOb5xY

21
geyik / kısa tarihim
« : 03.10.2006 20:10:44 »
Daha ilkokuldayım. Bi arkadaşım var, serhan. C64 ü var. Paso onlara gidip
oyun oynuyoruz. Green Beret, Aztec Challange, Wizard of War.. Soora Pirates
var. Ben genelde gemiyi kullanıyorum, onun kılıç dövüşü iyi ya, dövüşleri
serhan yapıyor. Bi nevi cooperative-multiplayer oynuyoruz anlıyacağınız.
Eve geliyorum ama aklım hala bilgisayarda. Gece rüyalarıma giriyor. Kafayı
yiycem. Annemde durumun farkında. Bizim cocuk eve girmiyo, devamlı arkadaşında
bilgisayar başında. Derslerimde iyi epey. Eee bana bi bilgisayar almaya karar
veriyor bunlar. Tabii haberim yok. Sene 89-90, ilkokul 5 deyim. malum anadolu
liseleri sınavı var. aileler streste. Neyse annem abimle gidiyo bi
bilgisayarcıya benden habersiz bi Amstrad cpc 464 alıyorlar, taksitle.
Bilgisayarcı ankara kızılayda Galaksi bilgisayar. Bu arada bunnar aslında C64
almaya gidiyolar ama satıcı bakın bu daha güzel, ekranı var, hem derslerine
yardımcı olur commodore gibi oyun bilgisayarı diil demiş. :)..

Neyse eve geliyolar kutularla. Tabii ben kafayı yiyorum. Bağırış çağırış.
Lem C64 diil ama olsun, bilgisayar işte. Rüya gibi bişi benim için. Fakat ne
oluyo: kutuyu bile açtırmıyolar. Efenim neymiş anadolu liseleri sınavıymış felan
filan. Abim o zamanlar istanbulda üniversite öğrencisi. Bilgisayarı apar topar
daha orijinal kutusuyla istanbula götürüyo trenle. Hiç unutmam saatlerce
ağlamıştım. Neyse 1 yıl nası geçti siz düşünün. Ben paso Galaksi bilgisayara
gidiyorum. Sizin Amstrad diye bi dergi var. Onu aliyorum, okuyorum. Bu
arada tabii mütemadiyen serhan lardayız. Annesi de kıllanıyo, ee bunlar sınava
giricek ya. Okul bitiyo, kapağı ankara anadolu lisesine atıyorum. Heytt artık
kimse tutamaz beni. O yaz tatiline istanbula gidiyoruz her sene yaptığımız gibi.
Abim babaannemde kalıyo o zaman. Hiç unutmam saat 07:30 gibi. Trenden inip
babaanneme gelmişiz apar topar. Kapıyı babannem açıyo, yalandan bi öpüyorum,
soora koşa koşa abimin odasına. Evet, amstrad masanın üstünde. Monitörün
üstünde metalik renkli toz örtüsü var. Harika bişi. Hemen açıyorum. Başına
oturuyorum, oturuş o oturuş. ıstanbulda kaldığımız 2 ay boyunca günde 9-10
saat felan amstrad ın başında geçiyor. Anca yemek yemeğe ve uyumaya dışarı
çıkıyorum. Harika bir alet. Fruity Frank, Winter Olympics, Load Runner..
Bu arada abim biyerlerden türkçe kullanım klavuzu bulmuş fotokopi çektirmiş.
ıçinde basic anlatıyor. Sömürüyorum tabii. ılk programlarımı o yaz yazıyorum.
mode 2 yi kullanıyorum, mode 0 da güzel ama ekranda hareket edecek çok az alan
bırakıyor. Ekran yeşil fosforlu. Gözlerimi kapadığımda çoğu zaman ekrandaki
görüntü bayağı bir süre göz kapaklarımdan silinmiyor. O yaz gözleri bozuyoruz.

Bilgisayar benimle birlikte ankaraya geliyor. hazırlık - orta1, orta2 keyfim
yerinde. Commodore dergisi de alıyorum bu arada. Remix yazıyo, süper adam.
Demo memo bişiler diyo, güzel diyo. Clique var, Bronx var, Turbo var graffitici..
Sööledikleri şeyleri Amstrad da yapıyorum olmuyo.
Ama basic ile yazılan şeyleri değiştirebiliyorum artık. Amstrad a
uyarlıyorum. Fakat allahsızlar mutlaka bi peek poke data var. Onları direk
yazıyorum olmuyo. neden olmuyo? neyse.. Amiga diye bişi çıkıyo bu arada. Harika
grafikler. Müthiş bir alet. Amiga Dünyası dergisini alıyorum. Yok bööle olmıcak
bi tane bu aletten almam lazım. Anneye yalvar yakar, ama alet pahalı. Ne yapsak.
Bi gün anneyle dolaşırken beyaz eşya satan biyerin önünden geçiyoruz. Vitrinde
A500. anneye bakıyorum.. içeri girip soralım diyo. Giriyoruz. Adam taksit diyo,
annem bana bakıyo ben anneme. Mark bozdurup alıyim o zaman diyo - anne memur-
Laaaan kafayı yiyorum ikinci kez. Hemen alıyoruz. Monitörü bile var (1084S)
Eve getiriyoruz. Açıp kuruyorum, fişi takıyorum, poweri veriyorum.

Ekrana bi el çıkıyo. Eeee. Bekliyorum bişi yok. Nasıl lan?. Basic nerde?
Kutuda bide disket var. Workbench + Extras diyo. Disketi takıyorum.
Zaartt, zurtt bişiler oluyo. Ahanda workbench karşımda. O gece kitapçık
yardımıyla workbenchi didik didik ediyorum. Ertesi gün oyun almak lazım tabi.
Kızılayda okan bilgisayar var karanfil girişinde. Gidiyorum, oyun listeleri var.
Çarşaf çarşaf. Bakıyorum.. Ne alsak. Bisürü oyun var. Ahanda Pirates. Tabi lem.
Hemen bide disket alıp çekiyoruz. Soora doğru eve. Amiga daki oynayacağım
ilk oyun. Allağım ne güzel bir bilgisayarmış bu. harika grafikler, müthiş sesler.
Acaip. Pirates ı haftalarca oynuyorum. (evet başka bir oyun almıyorum)..
Kılıç dövüşünde artık üstüme yok, haritayıda ezberlemişim, ama yinede commodore
dergisinin vermiş olduğu bi pirates haritası var, onu kullanıyorum.

Ortaokul ve lisede hayat amiga ile geçiyor. arkadaşlarımda da amiga var. ceyhun,
memo, deniz budak (allah rahmet eylesin..).. Birbirimize gidiyoruz. Kekler,
börekler, kolalar.. paso amiga oynuyoruz tabi. Bizim elemanlar programlama felan
ile pek uğraşmıyolar. Ben takılıyorum. Amos Basic kurcalıyorum, bide Aztec C
almışım ama 5 disket felan, ulan include dosyalari bi diskette, lib ler başka
diskette. Derlemek için 2 disket değiştirmek gerekiyo her seferinde. Program
yazmak neredeyse imkansız. Ramdisk felan deniyorum, yok olmuyo. Eee 512Kb var
bende. Lan çoğu oyunda 1Mb istemeye başlamış o zamanlar. Okan bilgisayarda
ram var, pahalı ama. Bigün parayı denkleştirip gidip alıyorum. Kış. Eve
gelip takıcam, ama bi türlü girmiyo şerefsiz. Korkuyorumda bişi olacak diye.
Dışarıda tipi var. Olmıycak, bi çöp poşetine sarıp bilgisayarı dooru okana
gidiyorum. Ööle kar var ki otobüsler felan işlemiyo nerdeyse. Okana girdiğimde
adamlar şaşırıyo, karda buzda bi tip elinde çöp torbası içinde amiga. Herif
rami kafasına koyup lank diye takıyo. ıçim gidiyo bişe olacak diye, ama sorun
yok. Ellerim ööle üşümüşki parmaklarımı hareket ettiremiyorum.

Neyse bu 1mb de anca oyuna yariyo, birazda ramdisk için yer açiyo ama aztec c
için yetmiyor. Ben gene amos ile devam ediyorum. Ceyhun lardayiz, millet
kari kiz peşinde biz bilgisayar başında. Street fighter, body blows, kick off..
Bide Hired Guns diye bi oyun var. 4 kişi aynı anda oynayabiliyor. 1 mouse
1 joystick 2 kişide klavyede. Düşünün 4 tane adam bi bilgisayar başında
multiplayer oynuyor, en az 10-12 sene önce..

Bi sürü şey oluyo tabi.. metallica albüm çıkarmıyo, Cobain ölüyo.. Herkes grunge.
meclis parkında içiyoruz, gitarım var 100 dolarlık. Atıl da PC var 286/16.. Bik
bik oynuyo.. ahaha lan amiga ondan bin kat iyi be. Soora 386dx 40 alıyo. Doom
var.. hasktr diyorum görünce.. bak bu güzelmiş.. Amiga da assembler kurcalamaya
başlıyorum. Kaynak yok.. Bi kitap var, adını unuttum, ama SAFA yayınlarından.
Ulan lank diye bişi anlatmadan kod veriyo, neyse yazıyorum çalışıyo..Güzel bişi.
Copper bar olayını anlıyorum, scroller mantığını falan. kendi kendime ufak
introlar yapıyorum. Amiga dergisinde demo köşesi var. Adamlar manyak şeyler
yapıyorlar.. Ulan türkiye de de bu işlerle uğraşanlar varmış.. nerdeler ki?
Okulda bi eleman var, bi gün bana ya windows diye bişi var, içinde herşeyi
yapıyosun diyo. Ne gibi diyorum. ışte hesap makinesi, not defteri var diyo.
Lan bende workbenchde de hepsi var diyorum. Hatta benim bilgisayar konuşuyo
bile diyorum, adam anlamıyo.. kıs kıs gülüyorum. Bu arada standart disk formatını
kullanan oyunları dissasembler ile inceliyorum o zamanlar. Bazılarının ana
menüden sooraki rutinlerine el atıp bilgisayarı felan resetlettiriyorum. Ehe
soorada bu disketleri bilgisayarcıya görürüp, ya bu bozuk değiştirin diyorum.
Herif takıp bakıyo, ana menüde bilgisayar kitleniyo.. Bazen yenide çekiyo,
ama çoğu zamanda yeni oyun veriyo.. böylece bi paraya 2 oyun çekiyorum çoğu
zaman. Pc de de oyunlar felan güzelleşmiş bu arada... duke nukem var.. onu
oynuyoruz bizim tayfayla. o zamanlar bööle genelde ev gibi mekanlarda 15-20
bilgisayarlık yerel ağların olduğu internet kafe tarzı mekanlar var. Internet
elan yok tabi.. ama paso duke nukem ve quake oynanıyo..  

Üniversite sınavı. Hacettepe bilgisayar müh... skerim artık meslekte oldu,
benden mutlusu yok. Ulan sınıfın %90 ı daha bilgisayar görmemiş. Manyakmısınız
laaan, ne işiniz var burda. Mecburen bi Pc alıyoruz artık tabi.. soora gelsin
TurboC gitsin TASM.. Hayat devam ediyo.. aşık oluyorum, unix öğreniyorum,
software 3d ye giriyorum, abe's tutorials var, hornet var, nehe var, opengl öğreniyorum,
java var, gl4java ile javadan opengl kasıyorum. millet anlamıyo mal mal
bakıyolar.. aa bilgisayar ile bööle şeyler de mi yapılabiliyor, ama sen
bunu C ile mi yaptın.. la bi gidin diyorum içimden, mal geldiniz okula
mal gideceksiniz.. evet öölede gidiyorlar. yazık diye hep düşünüyorum. sistemini
sktimin türkiye si, hakkı olan nice adam bu sıralara oturamadı be.

Amstrad ım, amigam hep evde baş köşede kalıyor. Bi ara seri kablo ile amigayı
pc ye bağlıyorum.. lan amiga tarafında uygun program yokki.. aztec c disketleri
bozulmamış.. kafayı kırıp oturup amiga da bi seri IO programı yazmaya çalışıyorum.
aklım sıra pc ile bağlantı kurup gerekli bağlantı programlarını bu bağlantı üzerinden
amiga ya gönderecem. ZModem öğreniyorum kalkıp. fakat akıl sağlığım el vermiyo
artık disket değiştirmeye. emulatorden felan bi habermişim tabii, yazık oluyo o gaza.

Bi ara internetten araştırıyorum tr scene olayını. kimse varmı hayatta diye.
Varmış be.. hemde bayağı varmış.. Free as a bird diye bi grup var (FAAB)..
Artefect var. Bide Ghostrider ile Poison diye iki elemanın software mod demosu var.. bayağı
iyi diyorum.. başka gruplarda var.. odtü den bi grup, neydi adı.. neyse..
bunlar soora ortadan kayboluyolar.. ama daha yıllar geçince bu seferde şimdi
karşımızda olan tr.scene jenerasyonu ile tekrar net vasıtası ile karşılaşıyorum.
Güzel.. Hala gazını koruyan insanlar var..

şimdi mi ne yapıyorum.. askerlik bitti. işten ayrıldım. Oyun yapımı olayına
kafayı kırmıştım zaten çoktan. şimdide profesyonel olarak bu işle uğraşıyorum.
Indy oldum anlıycağınız. Bikaç product var, işallah yakın zamanda çeşitli
kanallardan bunları pazarlamaya çalışıcam. Artık online, shareware, boxed nası
olursa.. Ulam en kötü ihtimal bi iş bulup tekrar çalışmaya başlarım..

Bööle bişi.. heyecanınız eksilmesin.

keep koding.

deniz -zilog-

22
nightshift / tebrikler..
« : 08.03.2006 21:54:08 »
selamlar,

okuduğum/anladığım kadarıyla süper bir party olmuş beyler, başta organizatörler olmak üzere ortamı oluşturan ve yaşatan herkesi tebrik ediyorum.. bu sene çok çok istememe rağmen orada olamadım, askerlik felan filan.. sıkıcı şeyler .. ,işallah gelecek party de birlikte olmak ve buradaki güsel insanlardan bikaçıyla tanışmak istiyorum :]

neyse.. şimdi ÖldüR hakkında birkaç şey eklemek istiyorum.. malum relese anında o kadar çok az zamanım kalmıştıki doğru dürüst bir info.txt bile yazmaya fırsat bulamadım..

yarışmanın ödüllerinin bu kadar güsel olması öldür ü hazırlamak için beni motive eden en önemli şey oldu açıkçası.. şimdi mızmızlanmak istemem ama insan askerde iken başka şeylerle uğraşmak -biraz- zor oluyor ama ilişkileriniz iyiyse çoğu abuk yerde farklı aktiviteler ile ilgilnebilmekte şaşırtıcı şekilde mümkün olabiliyor.. öldür ü yapmaya sanırım 1 mart tarihinde karar verdim.. yanlış hatırlamıyosam bu tarihlerde fazlamesai.net de yarışma ile ilgili bir haber çıkmıştı ve orada ödüllerden felan bahsediyordu.. okudum ve direk kan basıncım yükseldi.. bundan sonraki 5-6 saat ne yapsam ne yapsam diye düşündüm.. önümde sadece 4 gün vardı ve halihazırda süper bir rafta bekleyen projemde yoktu..

ertesi gün ilk işim fizik motorları gibi oyuncakları incelemek oldu.. az kod ile etkileyici , ve şaşırtıcı bişiler yapmak istiyorsanız birazcık fizik kullanmak her zaman güzel sonuç verir..(mi?) ama olmadı.. zaman çok kısaydı. böyle olmayacak dedim ve kolları sıvayıp eski (inaktif..) projelerimden birini hayata geri döndürmenin en güzel yöntem olacağına karar verdim..

oyunyapimi.org kapanmadan hemen önce ufak çaplı ders niteliğinde eğitici bir projecik üzerinde çalışıyordum, konsept olarak ağda oynanabilen , turn based bir gorilla clone u diyebiliriz... yarışma için bu oyunu adam etmek güzel olabilirdi.. hmmz.. aslında bu kadar fazla bir emek gerektireceğini o zaman tahmin edebilseydim sanırım bugün öldür diye bir oyuncuk şu anda release edilmiş olamazdı..

evet çok acı verici olduğunu söylemeliyim, 3 günde sanırım toplam 10 saat felan uyudum.. yemek yemediğim ve içtima ile nöbette olmadığım zamanlarda ise masa başında kod kastım.. hatta internet bile yoktu, kafayı az yemedim.. gittim 30 dak. internet falan kullanabildim , ondada netten ses model aradım.. sonuçta baştaki kodu network altyapısı ve turn based den kurtardım.. grafikleri ve konsepti tamamen değiştirdim, ses - model ekledim, particle efektleri oluşturdum ve ortaya yepyeni şirin bişiler çıktı.. evet buglarla dolu olsada çıktı.. hatta şımardım bide üstüne +3 haritacıkta koydum 10 dakikada..

info.txt yi yazıp oyunu release ettiğimde sanırım saat 19:30 felandı, yani 30 dakka ile bitime anca yetişebildim.. speed compo yapsaydınız onada katılacaktım, ehe, çok önemli bir bugu kimse anlamasın diye oyundaki enerji olayını son saniyede kaldırıp -önce vurulan ölür- modunu bi zorunluluk haline getirdim.. pislik yaptım, pişman değilim..

oyun bitti.. harika olmadı, ama 3-4 günde adam edilen güzel birşey oldu kanımca.. çok eğlendirici olamasada biraz old skool, birazda esprili oldu, içime sindi.. paket içerisinde kodunu da yayınladım söylemesi.. isteyen gidip kurcalayabilir, gpl felan filan.. gerçekten ilgili olan varsa benimle e-posta ile bağlantıya da geçebilir (derleme felan gibi şeyler hakkında..)

sonuçta eğlendim.. acıdı ama eğlenceliydi.. askeri ortamda nasıl bir ürün 4 günde release edilir, bunu göstermek için yapım aşamalarını ve bu aşamalar sırasında karşılaşılan -über- zorlukları ve komik durumları felan videoya alabilseydim sanırım bomba gibi bir wild entry de çıkabilirdi aslında ..

neyse .. fazla uzadı sanırım.. son olarak söylemek istediğim bu organizasyon beni taa buralarda boktan bir ortam içindeyken acaip eğlendirdi.. öyle garip bişiyki fiziksel olarak orada olmasamda party ruhu, yarışma, katılım heyecanı, adrenalin harikaydı arkadaşlar.. umarım ileride katılımcı olarakta böyle bir ortamda yer alabilirim..

bu arada son olarak bi şey daha söylemem lazım, içimde kalmasını istemiyorum: vedat, ilginç bir adamsın. başka birşey daha söylemiycem sana.

ankara zırhlı birliklerden saygılar sevgiler, kendinize iyi bakın.

kodlamaya devam..

deniz.

Sayfa: 1 [2]