Cok hızlı bir parti raporu yazasım var. O yüzden pekçok şeyi unutarak yazabilirim ama sürç-ü lisan falan filan... sonra eklemeler, düzeltmeler yapabilirim.
Bu yıl parti oncesi gaza geliş yazımı yazamadım. Her yıl parti yaklaşırken ben de oluşan beklenti ve gaz sonucu "7dx partisi yaklaşıyor" konulu bir yazı yazarım. Bir süredir inaktif olan blogum bu yazıyla hareketlenir. Ardından parti gerçekleşir ve ben parti raporunu yazarım.
Bu yıl bir şekilde bu gaza gelmedim. Neden bilmiyorum. Yine partiyi bekledim tabii ki. Hatta yine Skype üzerinden 10 saat fark ile katılacağım için partiden önceki hafta izinli olmamdan faydalanarak, biyolojik saatimi bile kaydırdım. Her gece bir iki saat daha geç yatarak Cuma ve Cumartesi gecelerini sabahlayabilecek hale geldim. Fakat bu hazırlıklara rağmen ne bir ürün hazırlayabildim ne de parti öncesi blog ve forum yazıları yazabildim.
Oysa ki aklımda Patterns of Madness'ın devamı niteliğinde birşeyler yapmak fikri vardı. Bu sefer Direct2D kullanan bir demo yaparım diye düşünüyordum. Çeşitli ilginç 2D efektler hayal ediyordum zaman zaman.
Ayrıca bir kaç ay önce PC'de müzik yapma olayını kurcalamaya başlamıştım. Güzel bir başlangıç seviye ses kartı (Presonus Audio Box) aldım. Gitarlarımı temizledim yeni teller taktım. Ses Kayıt teknikleri hakkında bir miktar araştırıp okudum. Küçük küçük müzikler ve kayıt denemeleri yapar oldum. Sonunda bir Drey haline gelemesem de yine bir şerefli ikincilik ya da üçüncülük kovalayabilirim diye düşünerek 7dx müzik compoya da bir mp3 sokmayı planladım.
Üstelik bütün bu planları uygulayacak vakit de vardı. Partiden önceki hafta dediğim gibi izinliydim.
Fakat bütün haftayı evde miskin miskin yatıp televizyon seyrederek geçirdim. Biraz okudum vs. En son Perşembe günü kendi kendime "Aman bu yıl sadece keyfini çıkarayım diğer ürünleri seyredeyim" falan dedim. Trapped bir ay kadar önce ilk tracklerini kaydedip bıraktığım bir haldeydi. Az biraz mix edilmişti. Çok gaza gelirsem onu submit ederim diye düşündüm.
Sonunda Cumartesi geldi çattı. Ben kısa sürede Semih'le kontağa geçerek onun laptop'ı üzerinden Skype ile partiye bağlandım. Masama skype için laptop, bol kafein, su ve yiyecek hazırladım. Bir yandan desktop ile de sürekli facebook'a partiden twit spamlemek için hazırdım.
Önce Cumartesi günü Semih'in laptop'ına girip salonun sol orta bölümünde Return tayfasının hemen arkasına kuruldum. Önce Murqx ile biraz C++ muhabbeti yaptık, ardından Semih'le biraz re-senkronize olduk. Bu arada Aegis Skype'ın bulanık görüntüsünde beni Arcane zannedip "aa olm gelmiyo musun hadi gelsene" dedi. Aah ah keşke öyle ha deyince gelebilsem be abi
Sonra bana göre partinin en eğlenceli bölümlerinden biri gerçekleşti. Moldibi biraderler semineri. Benim şöyle bir dezavantajım var. Endo, Datura, Hydrogen ve Skate ile 5 yıl aynı grupta olmamıza rağmen tabi onlar 15 yıldır birarada oldukları için, bir ton hikayeyi zaten birbirlerine anlatmışlar geçmişte, o yüzden şimdi böyle bir araya geldiklerinde pek anlatmıyorlar. Halbuki adamlarda ne hikayeler var biliyorum. Bu seminer vesilesiyle en azında bi kısmını dinleyebildik. Duyduklarımdan da zaten yarıldım.
Bir de şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Yani böyle bir adam tipi var. Bilgisayarları ile iki hafta oyun oynadıktan sonra biz de yapalım bundan diyen. Bunu kendiliğinden diyen. Web siteleri, dergiler, forumlar, partiler, yarışmalar olmadan. Yani düşünün takriben 10 - 12 yaşlarında iki çocuk. önlerinde bir bilgisayar duruyor. yanında bir kullanma klavuzu. O klavuzda 60 - 70 sayfalık BASIC artı grafik artı müzik bilgisi. Bunlara bakan bu iki çocuğun düşündüğü şey "biz de oyun yapalım. gereken herşey elimizde var. bütün oyunlar zaten basic ile yapılıyor olmalı, onu da bu kitaptan öğrenebiliyoruz. e tamam o zaman ne duruyoruz."
Üstelik eksik bilgileri yüzünden bir sürü emekleri boşa gidiyor. Basic'in falanca oyun projesi için yeterince hızlı olmadığını binlerce satır kod yazdıktan sonra öğreniyorlar mesela. Cevabın Simon's Basic olmadığını öğrenişleri de bir o kada boşa giden emek alıyor. Ve bu adamlar bütün bunlar olurken hiç bir noktada da "amaaaan lanet olsun" demiyorlar. Commodore dergisini bulup ilk introlarını, demolarını yaparken bile evlerinin dışında bir scene olduğunu bilmiyorlar. Yani scene'de şan kazanmak gibi bir dürtüleri de yok.
ışte bu adam prototipine ben hastayım. Bana göre en ulvi, en şanlı, en ayakta alkışlanması gereken adamlar bu prototip adamlar. Bu prototipten scene'de başkaları da var. Özellikle de Türkiye'de. Çünkü Türkiye bilgiye ulaşabilmek bakımından daha dezavantajlı durumda kalmış o dönemde. Bu da Türkiye'de o yıllarda bu işle ilgilenen insanların böyle tırnağıyla kazıyan adamlar olmasını gerektirmiş.
Bu yüzden ben Moldibi biraderler seminerinı hayranlıkla izledim. Ayrıca ortamdaki genç nesil izleyicilere bu "kurcalama kültürünü", eline bir cihaz geçtiğinde bu cihazla ne tüketebilirim diye değil ne üretebilirim diye düşünme içgüdüsünü kanlı canlı göstermiş oldu Moldibi biraderler.
O seminerden sonra, kah demo gösterimleri kah mekana gelen yeni insanlarla yer yer sohbetler derken saat Cumartesi 18 civarlarında benim pilim bitmeye başladı (Burada saat sabah 8 olmuştu).
Bu arada kara bir haber aldım. Drey bu partide müzik yayınlamayacaktı. Yıkılmıştım. Partiyle ilgili en büyük beklentim, umudum suya düşmüştü. Tabii ki Drey'den yine aşmış bir (belki iki: bir senfonik, bir metal) parça beklerken rakam sıfır olunca, haaaaaaaaaaayıııııııııııııırrrrrrrr şeklinde yağmur yağan sokağa çıkıp göz yaşları içinde koşmaya başladım. En son asfaltta bir su birikintisinin içinde dizlerimin üstüne çöküp iki elimi yanlara açıp yüzümü yukarıya çevirdim. Ben birkez daha haaaayıııııır diye bağırırken kamera yavaş yavaş yükseldi.
Tam olarak böyle olmadıysa da yaklaşık böyle birşeyler oldu. Drey suçlamaları kulak arkası edip ustaca topu hydrogen'e attı. Ha hahahaha bu arada o muhabbetimiz süperdi. Drey hocam valla özlettin kendini. Artı sen parça yap ki ben senin mix ve recording triklerine uzun uzun çalışabiliyim. heheh
O saatlerde Norvax ile yaptığımız teattiler sonucu, henüz hiç başka entry olmadığını öğrenince bu sefer başka bir telaşa kapıldım. Genelde 7dx partilerinin en zengin geçen composu olan mixed music componun başı dertte miydi. Sadece Return'den eski SID gurularından Slowhand'den bir SID geleceği haberini aldık. Bunun üzerine hiç olmazsa Slowhand'in yarışmada yalnız kalmaması için Trapped'i bitmemiş haliyle de olsa compoya göndermeye karar verdim. Trapped'in aslında yaklaşık 8-10 saatlik daha işi var. Tabii göndermeden önce bana göre en kulağa batan bir iki eksikliğini hızla gidermeye çalıştım. Bir saat kadar kurcalayıp Norvax'a gönderdim.
Bir yandan bu "bitmemiş ürünle compoya katılma" hali bana geçen seneki halimi hatırlattı. Çok kıl bir duygu olduğunu birkez daha hatırladım.
Ardından Cumartesi gecesi compolarına yetişebilmek için biraz uyumam gerektiğine karar verdim. böylece akşam 6'dan gece yarısına kadarki seminerleri kaçırdım. Keşke birileri o seminerleri videoya çekmiş olsa.